Uluslararası Enerji Ajansı (UEA) Başkanı Fatih Birol, UEA’nın bugün yayımlanan “Yenilenebilir 2022: Analiz ve 2027’ye Yönelik Öngörüler” başlıklı yıllık raporu ve Türkiye’deki yenilenebilir enerjinin gelişimine ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Dünyada yenilenebilir enerjinin son 20 yılda çok hızlı büyüdüğünü söyleyen Birol, gelecek 5 yılda özellikle enerji krizinin de etkisiyle bu büyümenin olağanüstü bir noktaya ulaşacağını dile getirdi. Birol, gelecek 5 yıllık dönemde küresel yenilenebilir enerji kapasitesinin 2 bin 400 gigavat artacağı bilgisini paylaşarak, yenilenebilir enerjinin olağanüstü bir büyüme dönemine girdiğini görüyoruz” dedi.
Türkiye’nin 10. sıraya yükselmesi bekleniyor
Birol, dünyada yenilenebilir enerjideki büyümenin Türkiye’de de görüldüğüne dikkati çekerek, UEA’nın Türkiye’ye ilişkin şu öngörülerini paylaştı: “Türkiye’de yenilenebilir enerjinin 5 yıl içinde yüzde 64 seviyesinde büyüyeceğini görüyoruz. Bu büyümeyle Türkiye Avrupa’da yenilenebilir enerjide dördüncü büyük piyasa olurken, dünyada da ilk 10’a girmiş oluyor. Yenilenebilir enerjideki bu büyümenin yüzde 75’i rüzgar ve güneşten gelecek. Ayrıca, Türkiye’deki jeotermal enerji büyümesi de çok yüksek. Türkiye Endonezya ile neredeyse aynı şekilde liderlik yapıyor bu alanda.”
UEA’nın raporundaki Türkiye’ye ilişkin bulgulara göre, Türkiye’nin yenilenebilir enerji kapasitesinin yüzde 64 artışla 2027 itibarıyla toplamda 90 gigavata ulaşması bekleniyor. Toplam kapasite artışında yüzde 49 ile güneş enerjisi başı çekerken, rüzgar enerjisinin bu artışın yüzde 24’ünü oluşturacağı öngörülüyor. Türkiye’nin, bu büyümeyle 2027 itibarıyla Çin, ABD, Hindistan, Almanya, Brezilya, İspanya, Japonya, Avustralya ve Birleşik Krallık’ın ardından dünyada en yüksek yenilenebilir enerji kapasitesine sahip ülkeler arasında 10’uncu sıraya yükselmesi bekleniyor.
Dünyada fosil yakıtlara yatırımların yıllık 1 trilyon dolarla devam etmesine rağmen temiz enerjinin gerisinde kaldığını söyleyen Birol, temiz enerjiye 1,5 trilyon dolar yatırım olduğu bilgisini verdi.
“Gelişmekte olan ülkelere daha fazla kaynak ayrılması lazım”
Gelişmekte olan ülkelerde yenilenebilir enerjinin gelişiminin önemine de değinen Birol, Çin ve Hindistan’ın bu alanda ilerleme sağladığını fakat Afrika ülkelerine daha fazla kafa yorduğunu anlattı. Birol, Afrika’da her iki kişiden birinin elektrik kullanamadığını fakat bu ülkelerde güneş enerjisi potansiyelinin de yüksek olduğunu belirterek, şunları kaydetti:
“Afrika’nın güneş enerjisinden çok daha fazla faydalanması lazım ama yatırımlar o kadar fazla değil. Bu bakımdan, gelişmiş ülkelerin bu noktada ekonomik ve ahlaki bir sorumluluğu var. Ayrıca, uluslararası yatırım bankaları, Dünya Bankası gibi kuruluşların bu ülkelere yatırımların hızlanması için uygun şartlarda finansman sağlaması gerekiyor. Hem uluslararası yatırım ve kalkınma bankalarına hem de gelişmiş ülkelere çok önemli rol düşüyor.”
Yenilenebilirin kaynakların payı %38’e çıkacak
Yenilenebilir kaynakların elektrik üretimindeki payının 2017 itibarıyla mevcut yüzde 28 seviyesinden yüzde 38’e yükselmesi beklenirken, bunun yüzde 20’sini güneş ve rüzgarın oluşturacağı hesaplanıyor.
Büyümenin yüzde 60’ı güneş enerjisi
Toplam küresel güneş enerjisi kurulu gücünün 5 yılda 1500 gigavat artarak 2 bin 350 gigavata ulaşacağı, 2026 itibarıyla doğalgazı ve 2027 itibarıyla kömürü geride bırakarak en büyük elektrik kaynağı olacağı tahmin ediliyor. Yenilenebilir enerjideki 2027’ye kadar öngörülen toplam büyümenin yüzde 60’ı tek başına güneş enerjisinden sağlanıyor. Rüzgar enerjisi kurulu gücünün ise bu dönemde yaklaşık iki katına çıkması, yeni kara rüzgar santrallerinin kapasitesinin 570 gigavat artması beklenirken, deniz üstü rüzgar enerjisi kapasitesindeki artışın yenilenebilir enerjideki toplam artışın neredeyse yüzde 20’sini oluşturacağı öngörülüyor. Güneş ve rüzgar enerjisindeki güçlü büyüme sonucunda hidroelektrik, dünyadaki en büyük üçüncü yenilenebilir enerji kaynağı konumuna geriliyor