AA Finans Analisti ve Ekonomist Haluk Bürümcekçi, beklentiler paralelinde gerçekleşen büyümeyi özel ve kamu tüketim harcamalarının yukarı çektiğini, net dış talebin ise sınırlı katkı verdiğini söyledi. Büyümede yılın son çeyreği için ilk sinyallerin ise dış talep kaynaklı güç kaybının sürdüğüne işaret ettiğini belirten Bürümcekçi, şunları kaydetti: “Başta ABD olmak üzere gelişmiş ülkelerde parasal sıkılaşmanın hızlanmasının resesyona yol açabileceği yönündeki beklentiler güçlenmişe benzemekte. Ayrıca, son dönemde yurt içinde sıkılaşma yönünde alınan makroihtiyati kararların şirketlerin kredilere erişebilirliğine olumsuz yönde etki yaptığı da gözlendiğinden ekonomik aktivitedeki yavaşlamayı hızlandırma olasılığı artmış bulunmaktadır. Buna karşılık, üçüncü çeyrekte ekonomik aktivitede ivme kaybı gözlendiğine işaret eden Merkez Bankası, finansal koşulların destekleyici olmasını sağlamak üzere politika faizinde toplam 500 baz puan indirime gitmiş, kredi faizleri ile politika faizi arasındaki makası kapatmak üzere ticari kredi faizlerini sınırlamaya yönelik yeni kararlar almıştır. Bu doğrultuda, ilk üç çeyrekte geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 6,2 büyüme kaydedilmesi ve milli gelir endeksinin tarihi zirvesinden sınırlı çekilmesi nedeniyle ekim-aralık döneminde çeyrekten çeyreğe yüzde 0,5’ten fazla daralma görülmezse 2022’nin tamamında yüzde 5’lik büyüme hedefine ulaşmak mümkün görünüyor.”
Büyüme, ortalamanın üzerinde
Piri Reis Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Erhan Aslanoğlu da üçüncü çeyrek büyüme verilerinin beklentilere paralel gerçekleştiğini, bir sürpriz yaşanmadığını ifade etti. Türkiye’nin, demografi ve coğrafi özellikleri ile dinamik bir ülke olduğunu belirten Aslanoğlu, bu nedenle büyümenin dünya ortalamalarının üzerine çıkabildiğini söyledi. Aslanoğlu, “Kovid-19 salgını başından bu yılın ilk yarısına kadar büyümenin lokomotifi olan dış talep ve ihracat yerini iç talebe bırakmış görünüyor. İhracat ivme kaybetse bile belli bir gücü korumasına rağmen ithalatın güçlenmesi dış talebin büyümeye etkisini frenlemiş görünüyor. Son çeyrekte ve gelecek yılın ilk 6 ayında da benzer bir eğilim olacağı düşüncesindeyim” diye konuştu.
İç talebin canlı olması ve büyümeye katkı vermesinin birkaç nedeni bulunduğuna işaret eden Aslanoğlu, negatif reel faizin imkanı olanları talebe yöneltmesi, yaz aylarındaki ücret ayarlamaları ve salgın sonrası ötelenen hizmet talebinin ağırlıklı turizm sektörü olmak üzere artması gibi faktörlerin iç talepte artışı beraberinde getirdiğini söyledi. Aslanoğlu, gelecek yılın ilk yarısında da iç talebi destekleyici politikalarla benzer bir eğilim olacağı değerlendirmesinde bulunarak, “Sürdürülebilirlik açısından tasarruf açığı olan bir ülke olarak dış talebe büyümeyi sağlayacak politika çerçevesini oluşturmamız gerekiyor” dedi.
Yüzde 5 beklenti korunuyor
VakıfBank Ekonomik Araştırmalar tarafından üçüncü çeyrek büyüme verilerine ilişkin yayımlanan raporda ise milli gelir içinde yüzde 57,12 ile en yüksek paya sahip hizmetler sektörünün büyümeye katkısının azalsa da 4,7 puan ile büyümenin en büyük destekleyicisi olmaya devam ettiği bildirildi.
Rapor’da, hizmetler sektörüne en yüksek katkının turizmden geldiğine işaret edildi.