Türkiye Yeterlilikler Çerçevesinin uygulanması ve bireylerin MYK Mesleki Yeterlilik Belgesi sahibi olmalarının desteklenmesi amacıyla Taksim’de bir otelde düzenlenen Türkiye Yeterlilik Çerçevesi Uluslararası Konferansı’nın 2’nci günü, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Bilgin’in katılımıyla devam etti. Konferansa Bakan Bilgin’in yanı sıra AB Türkiye Delegasyonu Bölüm Başkanı Müsteşar Laurent Guırkınger, Mesleki Yeterlilik Kurumu Başkanı Adem Ceylan katıldı.
“TÜRKİYE 250 MİLYAR DOLARLIK İHRACAT HEDEFİNE DOĞRU İLERLİYOR”
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Bilgin, Türkiye’nin yurt dışındaki üniversiteler ile yarıştığını belirterek “Türkiye’nin birçok üniversitesinde özel bilgiler üretiliyor. Bu biyolojiden tutun tıp alanına oradan mühendislik sahasına kadar üretiliyor. Ama daha önemli olan bir şey var. Artık bu bilgiler teorik olarak ne laboratuvarda ne de kitaplarda kalıyor? Nerede kalıyor bunlar… Artık üretime yansıtılıyor. Her alanda bunları üretime yansıtacak yetişmiş bir teknokrat ve daha da önemlisi girişimci zümremiz var. O girişimciler dünyanın her bölgesinde herkesle rekabet yapabilecek üretim gerçekleştiriyorlar. Onların neye desteği var? Onların bilimsel olarak bu post endüstriyel çağı harekete geçirecek üretim gücünü, onu yönetecek niteliksel emekleri bu defa bilgi ve kol emeğini bir araya getirecek bir mesleki yeterlilik formasyonunu kazandıracak kurumsal çabalara ihtiyaç var. 21. Yüzyıl Türkiye olacak iddiası vardır rahmetli Özal’ın. Bu iddia bugün büyüyerek devam ediyor. Neyle devam ediyor; Türkiye 250 milyar dolarlık ihracat hedefine doğru devam ediyor. Türkiye birçok alanda başta savunma endüstrisi olmak üzere kendi ürünlerini üretiyor. Türkiye’nin üretim gücünün artması, bağımsızlığın temellerini oluşturuyor” diye konuştu.
“HER ALANDA NOBEL ALACAK BİLİM İNSANLARIMIZ VAR”
Vedat Bilgin “Türkiye geç sanayileşmiş bir ülkedir. 19.yüzyılı esas alırsak 20. Yüzyılında ilk yarısında da bazı çabalarımız olmasına rağmen sanayileşme konusundaki yoğun çabaların görünür somut ürünler verdiği dönem 1950’den sonra bilhassa da 70’li yıllarda artarak ilerlediği bir zamana rastlamaktadır. Geç sanayileşmiş olmanın bir sonucu dünyayla yarışmada teknoloji ve bilgide geriden başlıyorsunuz. Ama son yıllarda bu konuda birçok engeli hızla aşamaya başladı. Bugün üniversitelerimizde dünya çapında bilim adamlarımız ve edebiyatçılarımızın olduğu ve her alana Nobel ödülü alacak insanlarımızın olduğu bir dönemden geçiyoruz. Bu bir anlamda zincirin kırıldığı, geri kalmışlık tartışmalarının geride bırakıldığını gösteriyor. Yani sanayileşme sürecinde ileriye doğru gidiyoruz. Bunu toplamda ihracat ürünleri içerisindeki sanayi ürünlerinin payını da ölçebiliriz. Bunu Türkiye’nin birçok alanda dünyanın ileri ülkeleriyle yarıştığı teknolojilerde yaptığımız yatırımlardan görebiliriz. Birçok sahada yeni aşamada olduğumuzu herkes biliyor. Otomotiv endüstrisine geç girdik. Ben 90’lı yılların başında bir otomotiv araştırması yapmıştım. O zaman içten yanmalı motorlar çağı geçerliydi, hakimdi. Geç kaldığımızı bir raporla tespit etmiştik. Bugün inşallah 29 Ekim’de Türkiye üstelik de yeni bir otomotiv endüstrisi dalgasının içerisinde kendi yerli otomobilini sahaya indirecek” dedi.