Dünyanın en büyük gıda ve içecek inovasyon fuarlarından “Sial Paris 2022”, Fransa’nın başkenti Paris’te salgın sonrası ilk kez kapılarını açtı. Birçok ülkeden 200 bine yakın ziyaretçi ve 7 bine yakın katılımcıya ev sahipliği yapan Sial Paris Fuarı, 19 Ekim’e kadar devam edecek.
Türkiye, 350 firma ile genel sıralama olarak adlandırılan milli ve bireysel katılımcı sayısı ile metrekare toplamında İtalya ve İspanya’nın ardından 3’üncü büyük yabancı katılımcı ülke olurken, İstanbul Hububat Bakliyat Yağlı Tohumlar ve Mamulleri İhracatçıları Birliği (İHBİR) fuara info stant ile katılım sağladı. Fuarda gerçekleştirilen şeker şovları ise ziyaretçilerden büyük ilgi gördü.
Birlik olarak Türkiye’den son 16 yıldır düzenli olarak fuara katılım sağladıklarını söyleyen İHBİR Yönetim Kurulu Başkanı Kazım Taycı, fuarın pandemiden sonra ilk kez yapıldığını kaydetti. Türkiye’den 350 firma ile Sial Paris Fuarı’na şimdiye kadar en büyük katılımın gerçekleştiğine dikkat çeken Taycı, görüşmelerin oldukça verimli geçtiğini vurguladı. Gıdanın her çeşidinin olduğunu, dünyanın hemen her ülkesinden katılım sağlandığını belirten Taycı, dünyada genel gıda üzerine düzenlenen iki en büyük fuardan bir tanesi olduğunu aktardı.
Her yıl yüzde 30 büyüme
Sektörlerine ilişkin değerlendirmelerde de bulunan ve bu yıl 13 milyar dolarlık ihracat hedefini rahatlıkla tutturacaklarını belirten Taycı, “2021’den 2022’ye geçerken sektörümüz yüzde 32’lik büyüme gösterdi. 2022 yılının, dokuzuncu ayı itibarıyla değerlendirdiğimizde geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 28’lik büyüme gösteriyoruz. Son 2 yılın ortalamasını aldığımız zaman, her yıl yüzde 30 büyüyen bir sektörüz. İthalatımızı, ihracata oran bazında değerlendirdiğimizde Türkiye’nin en fazla katma değer yaratan ürün grubuna sahip birliğiz diyebilirim. En temel ürün tarım olduğu için ülkenin tarımından faydalanıyoruz.” dedi.
Doğal gaz ve enerjide dışa bağımlı olduklarını ve bundan fazlasıyla etkilendiklerini belirten Taycı, hükümetin güneş enerji santrali ile ilgili en son düzenlediği tebliğin oldukça faydalı olduğunu söyledi. Tebliğde, ihtiyaç duyulan enerjiyi üretebilmek için ülkenin farklı yerlerinde yer alarak bu enerjinin sağlanabileceği belirtilmişti. Taycı, “Enerji rakamları çok büyüdü ve ucunun nerelere varacağı kestirilemiyor. İthal ettiğimiz doğalgazı elektrik üretmek üzere kullanıyoruz.” diye konuştu.
200’e yakın KOBİ’ye yurt dışı açılımı
KOBİ sınıfındaki firmaları yurt dışına götürebilmek için Ticaret Bakanlığı’nın ihracatçılar birliğine biraz daha inisiyatif vermesini istediklerini dile getiren Taycı, 50 milyon dolar ve üzeri ihracat yapan firmalara yurt dışında ürünlerini satmak ve pazarlamak adına çok büyük katkılar sağlayamayacaklarını belirtti. Bu firmaların toplam üye sayısının sadece yüzde 5’ini oluşturduğunu bildiren Taycı, “Biz bunu 5 milyon dolara kadar indirdiğimiz zaman toplam üye sayımızın yüzde 20’lik bölümünü oluşturuyor. Yüzde 80’lik bölümü 5 milyon dolar ve altı ihracat yapan firmalar. Burada çok inovatif ürünleri olan firmalar var. Biz diyoruz ki İHBİR olarak bu firmaları toparlayalım. Yurt dışında katıldığımız fuarlarda büyük metrekareli yerler kiralayıp üye firmalarımızı buralara götürelim istiyoruz.” şeklinde konuştu.
Taycı, 200’e yakın firmayı yurt dışına götürmek için belirlediklerini duyurdu. Tarım olarak dünya sıralamasında istenilen yerde olunmadığını söyleyen Taycı, son 2 yılda özellikle pandemi sonrası tedarik zincirinin değişmesinden dolayı döviz bazında yüzde 30’luk bir büyümenin olduğunu belirtti.
Yurt dışında Türk dizileri ile tanıtım
Yurt dışında Türk dizilerinin çok fazla izlendiğine dikkat çeken Taycı, şu anda yapımcılarla senaristlerle ciddi bir görüşme trafiği içinde olduklarını söyledi. Taycı, devamında şunları kaydetti: “Birinci önceliğimiz Güney Amerika, ikinci önceliğimiz Uzak Doğu bölgesi. Bakanlığın açıkladığı Uzak Pazarlar Stratejisi’ni de bu çalışmayla gerçekleştirmiş olacağız. Uzak Doğu ve Latin Amerika ülkelerini kendimize hedef belirledik ve burada çalışmalarımız devam ediyor. Özellikle Güney Amerika’da birinci sırada Brezilya dizileri, ikinci sırada Türk dizileri izleniyor. Bu ülkelerde, Anadolu’ya has tat ve lezzetleri ürün yerleştirme olarak değil, senaryonun içerisine girerek sürekli ve subliminal mesaj olarak vermek istiyoruz. Bu, yapımcı ve senaristlerin de çok hoşuna gitti. Destek vereceklerini söylediler. Türk kahvesini, baklavamızı, lokumumuzu, bulgur pilavımızı vs. düzenli olarak vurgulayacaklar. Biz bu ülkelerde bu ürünlerle ilgili merak uyandırmak istiyoruz.”
Ciddi finansman problemlerinin olduğunu da belirten Taycı, “Bizim sektörde bekleyen yatırımlar var ve biz bu kredileri bulamazsak işleri yapabilme şansımız kalmıyor. İşletme sermayesi gereksinimi çok fazla. Bunu sağlayabildiğimiz zaman yatırım kredilerinde sektörel olarak şunu söyleyebilirim; başvuru olarak rekorlar kırabiliriz. Mersin şu anda tüm Afrika ve Orta Doğu ile Orta Asya’yı hububatta, bakliyatta, tahılda domine ediyor. İstanbul bugün Ukrayna’daki tahıl ve hububatın yönetim üssü halinde. Biz hububatın borsasının merkez üssü İstanbul olmalı diyoruz.” ifadelerini kullandı.