İstanbul Sanayi Odası (İSO) Meclisi’nin eylül ayı olağan toplantısı, “Orta Vadeli Programın (OVP 2023-2025) Sanayimizin 2023 Vizyonu, Geleceği ve Üretim Hayatımız Açısından Değerlendirilmesi” ana gündemi ile Odakule Fazıl Zobu Meclis Salonu’nda gerçekleştirildi.
İSO Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Bahçıvan’ın açılış konuşmasını yaptığı toplantıya, ekonomi yazarı Abdurrahman Yıldırım moderatörlüğünde Piri Reis Üniversitesi Ekonomi ve Finans Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Erhan Aslanoğlu, İstanbul Bilgi Üniversitesi Finansal Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Ege Yazgan ve Spinn Eğitim ve Danışmanlık’tan Özlem Derici katıldı.
Açıklamada görüşlerine yer verilen İSO Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Bahçıvan, yılın ilk yarısını çok güçlü bir büyüme performansı ile kapatan Türkiye ekonomisinde, üçüncü çeyreğin sonu itibarıyla dirençli görünümün sürdüğünün görüldüğünü belirtti.
Merkez Bankası’nın da vurguladığı gibi yılın ikinci yarısında büyümenin belirli bir miktar yavaşlaması kaçınılmaz görünse dahi 2022’nin de azımsanmayacak bir büyüme oranıyla kapatılacağını ifade eden Bahçıvan, şunları kaydetti:
“Yine de küresel görünümün bizi büyüme, dış denge, enflasyon ve finansal piyasalar kanalıyla zorlayabileceğini göz önünde bulundurmamız gerekiyor. Eylül ayı itibarıyla elde olan veriler de bunu doğrulamakta. Ağustosta Küresel Bileşik PMI’ın Haziran 2020’den bu yana ilk kez daralma bölgesine düştüğünü görüyoruz. PMI’lar özellikle ana ihracat pazarımız olan Avrupa’da daha şiddetli bir yavaşlamaya işaret ediyor ve uyarıyor. Bunun ülkemizin ihracat performansına olumsuz etkilerini ne yazık ki hissedeceğimiz anlaşılıyor. Nitekim her ay kamuoyuyla paylaştığımız İSO İhracat İklim Endeksi ağustosta 48,8 ile -pandeminin ilk şok dalgasını hariç tutarsak- küresel kriz sonrası en düşük düzeylere gerilemiş durumda. Buna son dönemde avro/dolar kurunda yaşanan gerilemenin ihracat gelirlerimize olumsuz etkisini de eklemek gerekiyor.”
“İSO’nun gelecek perspektifindeki unsurların OVP’de yer alması kıymetli bulunuyoruz”
Bahçıvan, içinde bulundukları zorlu dönemde ekonomik aktörlerin karar alması açısından en kısıtlayıcı faktörlerden birinin öngörebilirlik olduğunu işaret ederek, “Dolayısıyla hedefleri iyi temellendirilmiş, somut politikalar sunan gerçekçi ve tutarlı ekonomik programlar, karar alıcıların ihtiyaç duyduğu öngörebilirliği desteklemek bakımından önemli bir potansiyel taşıyor.” değerlendirmesinde bulundu.
Bu yılın Orta Vadeli Programı’nda sanayi sektörü adına öne çıkan temanın “Teknoloji-yoğun ve yüksek katma değerli bir sanayiye geçiş hedefi doğrultusunda kaynak ve politika araçlarının seferber edilmesi” olduğunu vurgulayan Bahçıvan, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bu noktada, İSO olarak uzun yıllardır sanayi sektörümüze çizdiğimiz gelecek perspektifinin önemli birer parçası olan dijital dönüşüm odaklı yatırımlar, yüksek teknoloji girişimlerinin desteklenmesi, sanayi-üniversite-kamu üçlüsünü bir araya getiren AR-GE ekosisteminin oluşturulması gibi unsurların Orta Vadeli Program’da yer almasını oldukça kıymetli buluyoruz. Üretim ekonomisinin temel paradigma haline geldiği, sanayi politikalarının önem kazandığı ve ‘planlama’nın yeniden hatırlandığı bir dünyadayız. Bu nedenle Orta Vadeli Program’daki ‘planlı sanayi alanlarının artırılması’ vurgusu, sektörlerimizin ölçek büyütmesi ve bilhassa KOBİ’lerimizin ekonomiye katkısının artabilmesi için çok kritik.”
KOBİ’ler yeni finansman hamlelerini bekliyor
Erdal Bahçıvan, gerek İSO’nun gerekse diğer iş dünyası temsilcisi kişi ve kurumların dile getirdiği finansman sorununun çözümüne yönelik son günlerde bazı adımlar atıldığına da değinerek, şunları kaydetti:
“Nitekim son makro ihtiyati önlemlerin ardından ticari kredi maliyetlerinde gözle görülür bir gerileme söz konusu. Bununla birlikte, yeni düzenlemelerle kredi akışının daha selektif hale gelmesinden doğan yavaşlamanın da dikkate değer olduğunu düşünüyoruz. Önümüzdeki günlerde kredi garanti mekanizmasıyla desteklenecek yeni finansman hamleleri özellikle KOBİ niteliğindeki sanayicilerimiz tarafından bekleniyor. Atılan bu adımların yanı sıra, Orta Vadeli Program’da reel sektöre yönelik uygun maliyetli kredilerin yaygınlaştırılacağı yönündeki mesajı da değerli buluyoruz. Zira finansman sorununun sürdürülebilir araçlarla ve kalıcı bir şekilde çözülmesi, mevcut belirsizlik ortamında önümüzü daha iyi görebilmemiz ve ülkemizin ihtiyaç duyduğu uzun vadeli üretken yatırımları gerçekleştirebilmemiz, dünya ile rekabet edebilmemiz açısından önem arz ediyor.”
İSO Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Bahçıvan, yaklaşan genel seçimlerden sonra da Türkiye’nin ekonomideki hedeflerine doğru kararlılıkla yürümesi ve çok daha iddialı ekonomi programları hazırlayabilmesi için sanayinin asli bir paydaş olarak politika ve yol haritası geliştirme süreçlerinde daha fazla yer alması gerektiğini de vurguladı.