Ekonomik krizle mücadelemizin devam ettiği şu dönemde işsizlik de önemli bir ekonomik faktör olarak karşımızda duruyor. Özellikle üniversite mezunu gençlerimiz iş bulmakta zorlandıkları için, garsonluk, temizlikçilik, pazarcılık gibi işler yaparak hayatlarını idame ettirme gayreti içindeler ve birçoğu da iş bulmaktan ümidini kesmiş durumda.

İş ve işçi bulma kurumunun sırasında yazılı ve görsel basında yüzlerce kişinin kayıt sırası beklediğini görüyoruz. Öncelikle üniversite mezunu olunca iş garantisi diye bir olay mevcut değil. Ülkemizde 200 ün üstünde üniversitemiz bulunuyor. Bunlar zaman zaman kamuoyunda gereç ve öğretim üyesi eksikliği nedeniyle eleştiri konusu olsa da eğitim kurumu açılması her zaman iyi bir gelişmedir. Hiçbir girişim işin başında eksiksiz olmaz. Büyüklerimizin dediği gibi” kervan yolda düzelir” yani zamanla bütün eksikler tamamlanabilir.

Öğrenim yuvalarının iyisi kötüsü kesinlikle yoktur. Her bir eğitim yuvası kıymetini bilen için değerlidir. Çünkü önemli olan üniversiteden diplomayı almak değil, kendini en iyi şekilde yetiştirebilmektir. Ülkemizde üniversite mezunu sayısının oldukça fazla olduğu gerçeğinden baktığımızda iş bulmak bir şans değil, başarı sonucudur ve hiçbir başarı tesadüf değildir. Herkes üniversite mezunu olduğuna göre farklı olmalı ki seçim kolaylığı önünüze gelebilsin. Master, doktora yapmak, bir lisan yerine iki hatta üç lisan bilmek gerekiyor. Globalleşen dünyada artık ülkelerin birbirleriyle ilişkileri çok daha sıkı ve çok daha verimli şekilde gelişiyor. Gelişen ve her geçen gün değişim gösteren bu ilişkileri organize etmek, ileriye dönük çalışmalar yapmak için çalışkan gençlere ihtiyacımız olduğu kesindir. Dolayısıyla çok çalışmak, çok üretmek zorundayız.

Ulu önder Mustafa Kemal Atatürk’ün “Gençler Cumhuriyeti biz kurduk siz yaşatacaksınız” sözü hayata atılacak gençlerimize örnek olmalıdır. Buradan yola çıkarak çalışan ve üreten Türkiye olma yolunda hızla ilerlememiz gerekiyor.

Bir diğer konu da gençlerimizin birçoğunun yurt dışına giderek orada daha rahat, daha kazançlı bir iş bulabilmek amacıyla beyin göçü gayreti içinde olmalıdır. Ekonomik olarak baktığımızda haksız da değiller. Avrupa ülkelerinden gelen bir vatandaş ülkemizde en lüks şekilde bir aylık maaşıyla tatilini yapıp dönebiliyor. Bizde ise çalışan nüfusun büyük çoğunluğu asgari ücret düzeyinde gelir alıyor ve geçim sıkıntısı çekiyor. Bunu gören ve irdeleyen gençler de çözümü yurt dışına gitmekte buluyor.

Aşağıda TÜİK in verikaynagi.com sitesinden aldığım istatistiki bilgileri paylaşıyorum.

*2021 yılı yüksek öğrenim mezunu erkeklerin işsizlik oranı=%9,3

*2021 yılı yüksek öğrenim mezunu kadınların işsizlik oranı=%16,8

*2017 yılı engelli kotasından işe başvuran işçi sayısı=100,000

*2021 yılı engelli kotasından istihdam edilen işçi sayısı=10,200

*2021 yılı engelli memur sayısı=62,000

*2021 yılı 15-24 yaş aralığındaki nüfusun işgücüne katılım oranı=%41,7

*2017 yılı 15-24 yaş aralığındaki nüfusun istihdam oranı=%34,3

*2017 yılı 15-24 yaş aralığındaki nüfusun işgücü sayısı=5,000,000

*2021 yılında istihdam oranı=%45,2

*2021 yılında işsizlik oranı=%12

*2021 yılında işgücüne katılım oranı=%51,04

*2017 yılında kadın istihdam oranı=%28,9

*2020 yılında kadınların işgücüne katılım oranı=%30,9

*2021 yılında kadın işsizlik oranı=%14,7

*2021 yılında erkek işsizlik oranı=%10,7

*2018 yılında erkek istihdam oranı=%65,7

*2017 yılında erkeklerin işgücüne katılım oranı=%72,5

*2021 yılında istihdam edilen kişi sayısı=28,000,000

*2017 yılında işsiz kişi sayısı=3,400,000

*2018 yılında inşaat sektöründe istihdam edilen kişi sayısı=5,000,000

*2017 yılında gayrimenkul sektöründe istihdam edilen kişi sayısı=256,000

*2018 yılında madencilik ve taş ocağı sektöründe istihdam edilen kişi sayısı=151,000

*2017 yılında kayıt dışı istihdam oranı=%33,57

*2019 yılında üniversitelerin gazetecilik bölümlerinden mezun olanların işsizlik oranı=%21,8

*2021 yılında genç işsizlik oranı (15-24 yaş arası) =%22,7

*2017 yılında yüksek okul ve fakülte mezunlarının mezun oldukları alana göre işsizlik oranı=%26,4

*2022 yılının mart ayında 15 yaş üstü işsizlik oranı=%11,4

*2017 yılında engelli kotasından ise başvuran ve istihdam edilen işçi sayısı=100,000

*2021 yılında erkeklerin işgücüne katılım oranı=%70,3

*2020 yılında yönetici pozisyonunda kadın çalışanların oranı=%19,3

*Türkiye’de kadınların iş gücüne katılım oranı=%34,2

*2021 yılında çocuk nüfusun (15-24 yaş arası) işgücü oranı=%22,9

*2020 yılı şubat ayında ne istihdamda ne de eğitimde olan genç nüfus oranı (15-24 yaş) =%16,7

*2019 yılında 15-24 yaş arası istihdam oranı=%48,2

*2019 yılında 15-24 yaş arası işsizlik oranı=%29,16

*2020 yılı mart ayında genç işsizlik oranı=%24,6

*Türkiye’de bir insanın15 yaşından sonraki çalışma hayatı=29,3 yıl

*Türkiye’de ortalama haftalık çalışma saati=46,4 saat

*Türkiye’de kayıtlı işsizlerin bekleme süreleri=8-12 ay

*2020 yılı ocak ağustos ayları arası yurt dışına gönderilen işçi sayısı=1255

*Avrupa istatistik ofisinin 2019 verilerine göre Türkiye’de 6 yaş altında en az bir çocuğu olan erkelerin istihdam oranı=%82,4

*Avrupa istatistik ofisinin 2019 verilerine göre Türkiye’de 6 yaş altında en az bir çocuğu olan kadınların istihdam oranı=%29,7

*Covid 19 pandemisinden sonra çalışma yaşamındaki değişim oranı=%39,1

*2020 yılında iş bulmanın önünde engel olduğunu düşünenlerin oranı=%61,4

*İstanbul’da imkân verilirse yurt dışına gitmek isteyenlerin oranı%65,6

TÜİK in açıkladığı işsizlik bilgilerinde işsizlerin sayısı belirlenirken iş bulma ümidini kesmiş veya iş aramaktan vazgeçmiş işsizlerin hesaba katılmadığını unutmayalım. Bir başka konu da Suriye’de veya başka ülkelerden çeşitli nedenlerle ülkemize gelenlerin durumları hakkında somut bilgi yok. Bunların bir kısmı kayıt dışı ve asgari ücretin altında çalışmaktalar.

ZAFER ÖZCİVAN

Ekonomist