Varank, Ziraat Katılım Milli Teknoloji Hamlesi Açık Kaynak Kod Uygulaması Tanıtım Programı’nda yaptığı konuşmada
“Bu proje sayesinde Ziraat Katılım, ithal yazılımlardan, açık kaynak kodlu yerli sistemlere göç etti, göç etmeye devam ediyor. Daha önce müşteri hizmetleri platformu, kurumsal portal, güvenli dosya paylaşımı, sanal sunucu gibi ithal yazılım çözümleri kullanırken, bugün bu yazılımları açık kaynak muadilleri ile ikame ediyor. Bu proje kapsamında video konferans sistemi, varlık envanteri ve konfigürasyon yönetim sistemi açık kaynak kodla hayata geçirildi. Ziraat Katılım Bankası’nın şubelerin tamamında ve genel müdürlükteki birçok bilgisayarda TÜBİTAK tarafından geliştirilen PARDUS işletim sistemine geçiş yapıldı.
Son rakamları söylemek istiyorum. 133 şube, 1.400’den fazla istemcide PARDUS işletim sistemi dönüşümü, 20’den fazla açık kaynak kod uygulaması, 10’dan fazla uygulama sisteminde dönüşüm, 100’den fazla AR-GE çalışması tamamlandı. Millileşme ve yerlileşme yolunda atılan bu önemli adımlar sektöre ve ülkemize hayırlı, uğurlu olsun. Şuna yürekten inanıyorum, şu anda tekil çabalardan ibaret olan bu dönüşümler bir noktadan sonra dalga dalga yayılacak ve bütün işletmelerimiz bu dönüşüm rüzgârına dâhil olacak. Açık kaynak kodlu yazılımlara geçilmesiyle birlikte hem işletmelerimiz hem de ülkemiz kazanacak.”
Sektörü adeta destek yağmuruna tutuyoruz
Bakan Varank, Ziraat Katılım’ın ilk şubesinin açılışında Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın danışmanı olarak bulunduğunu belirterek, “Danışman olarak ilk şubesini açtığınız bir kurumun dijital dönüşümde ve açık kaynak koda geçişinde bir Bakan olarak neler yaptığını görmek, bunlara şahitlik etmek benim açımdan çok büyük bir mutluluk.” dedi.
Artık yazılımın hayatın her alanını kuşattığını, yazılım sayesinde dünyada büyük bir devrim yaşandığını ifade eden Varank, sanayide, eğitimde, sağlıkta, tarımda, ulaştırmada, akla hangi sektör, hangi alan gelirse yazılımın büyük bir role sahip olduğunu söyledi.
Varank, böyle kapsayıcı, kuşatıcı bir sektörün piyasa değerinin de her zaman artmaya devam ettiğini aktararak, sözlerini şöyle sürdürdü:
“2021 yılında tüm dünyada 565 milyar dolara ulaşan yazılım gelirlerinin bu sene 610 milyar dolara ulaşacağı tahmin ediliyor. Esasında etkilediği alanları da dahil etsek bu rakamlar bunların kat be kat fazlası. Bu manada yazılım alanından elde ettiğimiz katma değeri artırabilmek için yatırım teşviklerimizle, TÜBİTAK, KOSGEB, kalkınma ajanslarımızla sektörü adeta destek yağmuruna tutuyoruz. TÜBİTAK ile AR-GE projelerine son 20 yılda 7 milyar liraya yakın destek verdik. Yazılım alanındaki AR-GE ve tasarım merkezlerine sağladığımız destek 2,5 milyar lirayı aşmış durumda. Kalkınma ajanslarımızla 328 projeye şimdiye kadar 100 milyon liranın üzerinde kaynak aktardık. Örnekleri artırmam mümkün ama ben bir hususun altını çizmek istiyorum. Artık açık kaynak yazılımlar da büyüyen yazılım sektöründe önemli paya sahip. Bir taraftan sektörün hızla büyümesine yardımcı olurken, diğer taraftan insan kaynağı gelişimine katkı sağlıyor.”
“Biz yazılımcı sayımızı Türkiye’de artırmaya devam edeceğiz”
Varank, açık kaynak yazılımların bunların ötesinde birkaç önemli özelliğinin bulunduğunu anlatarak, kaynak kodlar açık olduğu için bilgi güvenliği açısından bunun avantaj sağladığını, lisans maliyetlerini düşürdüğünü, yazılımda dışa bağımlılığı azalttığını, birlikte üretime dayalı olduğu için iş birliği kültürünün açık kaynak kodlu yazılımlar sayesinde geliştiğini ve geliştirilen yazılımların sürekli inovasyon yaklaşımıyla beslendiğini dile getirdi.
Bu kadar çok kazanıma sahip bir alanı, devlet olarak boş bırakamayacaklarını aktaran Varank, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı olarak paydaşlarla birlikte 2019 yılında kurdukları Türkiye Açık Kaynak Platformu’nun bu alanda bir dizi projeyi devam ettirdiğini söyledi.
Varank, Türkiye’nin genç ve dinamik nüfusu ile büyük bir potansiyele sahip olduğunu anımsatarak, “Platformla, yazılımcı ekosistemimizi büyütmeyi, yazılımcı sayımızı artırmayı hedefliyoruz. Türkiye Açık Kaynak Platformu altında başlattığımız 42 İstanbul ve 42 Kocaeli okulları bu hedefe hizmet eden önemli girişimlerimiz. Bu okulların özelliği öğrencilere kendi kendilerine ve birbirlerinden öğrenerek yazılımı öğretmesi. Bu sistemde bir öğretmen ya da hoca bulunmuyor. En önemlisi 18 yaşından büyük her bir vatandaşımız, sınavda başarılı olması durumunda bu okullardan ücretsiz faydalanabiliyor. Bu okullardaki heyecana şahitlik ettiğimizde ne kadar doğru bir iş yaptığımızı görüyoruz. Bunun gibi uygulamalarla biz yazılımcı sayısını Türkiye’de artırmaya devam edeceğiz.” ifadelerini kullandı.
“PARDUS’un rakamlarının çok daha yukarılara tırmanması için harekete geçmenin tam zamanı”
Bakan Varank, Türkiye Açık Kaynak Platformu çatısı altında insan kaynağıyla birlikte bir diğer temel hedeflerinin, kritik yazılımların açık kaynak kod tabanlı geliştirilebilmesi olduğunu anlattı.
Varank, şunları kaydetti:
“Bu noktada, PARDUS’un yaygınlaştırılması, Türkçe doğal dil işleme, milli ERP yazılımı gibi projeler de devam ediyor. Bugünün de konusu olan PARDUS’un yaygınlaştırılması hususunda, daha önce Diyanet İşleri Başkanlığı ile bir protokol imzaladık. PARDUS’un 10 bin bilgisayara yaygınlaştırılmasını kapsayan o protokol, kamuda şu ana kadar yapılmış en yaygın kullanım sözleşmesi oldu. Diğer taraftan biliyorsunuz okullarda PARDUS kurulu etkileşimli tahta sayısı 100 binin üzerinde. Sırası gelmişken ben buradan kurumlarımıza, şirketlerimize seslenmek istiyorum, yerli ve milli işletim sistemi PARDUS’un rakamlarının çok daha yukarılara tırmanması için harekete geçmenin tam zamanı. Bakınız diyoruz ki paranız cebinizde kalacak.
İş dünyası, burada başka bir şey söylememize gerek var mı? Eğer paranız cebinizde kalıyorsa, lisans maliyetlerinden kurtuluyorsanız bu gerçekten önemli ve size katkı sağlayacak bir dönüşüm demektir. Bütün bunlarla birlikte platform çatısı altında farklı etkinlikler de yapıyoruz. Bakınız her ay Açık Seminer markasıyla üst düzey konuşmacılarla çevrim içi seminerler düzenliyoruz. Bu seminerler ilham alabileceğiniz, ufkunuzu genişletebileceğiniz, sorularınıza çözüm bulabileceğiniz eşsiz ortamlar. Bu bakımdan bilhassa açık kaynak konusuna ilgi duyanların, bu konuda ter dökenlerin Türkiye Açık Kaynak Platformu web sitesini yakından takip etmelerini öneriyorum. Orada sağladığımız etkileşimle beraberce iş geliştirme kültürünü de yakalayabiliriz.”
TÜBİTAK BİLGEM ve TÜBİTAK ULAKBİM’in faaliyetlerine değinen Bakan Varank, iki kurumun da açık kaynak yazılım geliştirme noktasında destekleyici ve öncü rol üstlendiğini söyledi.
“Fintek alanında unicorn görmekten gerçekten memnun olurum”
Varank, Türkiye’nin kendine yaraşır şekilde hedeflerini büyük tuttuğunu vurgulayarak, “Hedefimiz, dünyanın ilk 10 ekonomisi arasına girebilmek. Bu hedefe ulaşmanın yolunun nereden geçtiğini de gayet iyi biliyoruz. Bunun yolu yüksek teknolojiden geçiyor. Yazılım gibi katma değerli işlerden geçiyor. Yazılım sektörünün lokomotifi insan kaynağımızın sayısı her geçen gün artıyor.” dedi.
Yazılım sektöründeki başarıların her geçen gün perçinlendiğine işaret eden Varank, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Türkiye’nin unicornları yani milyar dolar değerlemenin üzerine çıkan şirketleri artık yazılım firmaları arasından çıkıyor. Attığımız adımlarla birlikte bu alanın önünü çok daha fazla açmış olacağız. Yeter ki biz ülkemize, insanımıza, kendi teknolojilerimize güvenmeye devam edelim. Yerli ve milli teknolojilerimizi baş tacı edelim. Evelallah üstesinden gelemeyeceğimiz, başaramayacağımız hiçbir şey ondan sonra olmaz. Ziraat Katılım Açık Kaynak Kod Uygulaması Tanıtım Programı’nın burada başarılan işin hem sektöre hem de Türkiye’ye hayırlı uğurlu olmasını diliyorum. Buradaki tecrübenin Ziraat Bankası’na aktarılmasının da çok değerli olduğuna inanıyorum. Böyle büyük bir markaya da açık kaynak kodlu çalışmalar yaraşır. Burada yerlileştirilmiş, millileştirilmiş yazılımlar yaraşır. Ben inşallah yönetim kurulu başkanımızın da bunu dikkate alacağına inanıyorum.”
Varank, açık kaynak kodlarının en önemli özelliğinin bir topluluk oluşturabilmesi, beraberce bir şey geliştirmenin önünü açabilmesi olduğunu vurgulayarak, “Türkiye’de fintek anlamında çok ciddi işler yapılıyor, çok ciddi girişimci firmalarımız var. Fintek anlamında da açık kaynak kod ile farklı işler yapılabilir diye düşünüyorum. Burada da hem Ziraat Bankası’na hem de Ziraat Katılım’a önemli işler düşüyor. Kendi güç ve tecrübelerini ortaya koyarak, onlardan da fintek alanında unicorn görmekten gerçekten memnun olurum. Ülkemize bu değerleri katabilecek potansiyelleri olduğunun bilincindeyim. İnşallah bunları da hep beraber çalışarak başarabiliriz.” diye konuştu.
Alpaslan Çakar: Dışa olan bağımlılığın azalmasını, yenilikçi teknolojilere adımlar atılmasını hedefliyoruz
Ziraat Bankası Genel Müdürü Alpaslan Çakar, Türk bankacılık sektörünün gelişmiş birçok ülkenin bankacılık sektörüne göre çok daha hızlı bir şekilde dijital dönüşüm sürecinden geçtiğini belirterek, “Bunun en önemli sebebi sektörün dinamik ve rekabetçi bir yapıya, iyi eğitimli insan kaynağına sahip olmasıdır.” dedi.
Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank’ın katılımıyla Ziraat Katılım Milli Teknoloji Hamlesi Açık Kaynak Kod Uygulaması Tanıtım Programı düzenlendi.
Etkinliğin açılışında konuşan Ziraat Bankası Genel Müdürü Alpaslan Çakar, Türk bankacılık sektörünün gelişmiş birçok ülkenin bankacılık sektörüne göre çok daha hızlı bir şekilde dijital dönüşüm sürecinden geçtiğine işaret ederek, “Bunun en önemli sebebi sektörün dinamik ve rekabetçi bir yapıya, iyi eğitimli insan kaynağına sahip olmasıdır. Buna bağlı olarak da alt yapısal dönüşümünü kolayca gerçekleştirmektedir.” diye konuştu.
Bankacılık sektörünün müşteri yaşam döngüsünün her anında teknolojinin sunduğu imkanlardan en ileri düzeyde faydalanan bir sektör olduğunu belirten Çakar, “Bankacılık ekosistemi içerisinde genç müşterilerimiz dijital dönüşüm açısından yönlendirici ve belirleyici olmaya devam etmektedirler. Bu nedenle dijital dönüşümün rekabet gücüne ve pazar payına doğrudan etki edeceğinin bilincinde olarak geleceğin bankacılık sisteminin öngöreceği her türlü değişime ayak uydurabilecek şekilde altyapımızı geliştirmekteyiz.” değerlendirmesinde bulundu.
Çakar, dijital dönüşüm sürecinde yerli platformların milli politikalar kapsamında desteklenmesinin, bilgi teknolojileri açısından potansiyeli çok yüksek olan Türkiye’nin geleceği için önemli bir konu haline geldiğine dikkati çekerek, “Açık kaynak kodlarıyla geliştirilen esnek ve güvenli işletim sistemimizin yaygınlaşması teknoloji olarak dışa bağımlılığı önemli ölçüde azaltacak ve kaynaklarımızın yurt içinde kalmasını sağlayacaktır.” ifadelerini kullandı.
“Yenilikçi teknolojilere yönelik önemli adımlar atılmasını hedeflemekteyiz”
Ziraat Katılım Genel Müdürü Metin Özdemir ise “Bankamız, TÜBİTAK tarafından geliştirilen yerli ve milli “PARDUS” işletim sistemini finans sektöründe hayata geçiren ilk banka olarak, bir ilke daha imza atmıştır. Pardus işletim sistemi ile milyon dolarlık lisans maliyetlerinin önüne geçilmiş ve bu sayede büyük tasarruf sağlanmıştır.” değerlendirmesinde bulundu.
Ziraat Katılım’ın bu hamlesinin Türkiye’deki tüm kurum ve kuruluşlar için önemli bir referans olacağını belirten Özdemir, “Bu önemli deneyimin paylaşımı ile birlikte dışa olan bağımlılığın azalmasına katkı sunulmasını, yenilikçi teknolojilere yönelik önemli adımlar atılmasını hedeflemekteyiz. Bu hedef doğrultusunda, tüm alanlarda projelerimize kararlılıkla devam edeceğiz.” ifadelerini kullandı.
Özdemir, bu sisteme geçiş sürecinin hiç kolay olmadığına dikkati çekerek, şunları kaydetti:
“Bankamızın Bilgi Sistemleri ve Operasyonel İşlemler ekibi büyük çaba sarfetti. 3 yıllık emeğin sonucunda ‘Teknolojide Millileşme’ stratejimiz kapsamında büyük bir eşiği aşmış bulunuyoruz. Sizlerin huzurunda Bankamız Bilgi Sistemleri ve Operasyonel İşlemler ekibine ve süreç boyunca iş birliği yaptığımız tüm kurumlara çok teşekkür ediyorum.”
“Türkiye’deki açık kaynak ekosisteminin gelişmesi noktasında önemli bir adım attık”
Ziraat Katılım Bilgi Sistemleri ve Operasyonel İşlemler Genel Müdür Yardımcısı Mehmet Said Gül ise uygulama sistemlerinde dönüşümler yaptıklarını belirterek, lisanslı uygulamalarda 10’dan fazla uygulama sisteminde dönüşümü hayata geçirdiklerini ifade etti.
Gül, “Bankacılık paketleri tek başına temel bankacılıktan oluşmuyor biliyorsunuz. Yanında sivil sistemleri, ekspertiz, ipotek uygulamaları, tarayıcı sistemleri birçok aslında çevre sistem var. Bu uygulamalarda da biz ilgili firmalarla iş birliği halinde açık kaynak dönüşümünü gerçekleştirdik. Açık kaynak sistemler de çalışır ve destekler hale geldi bu uygulamalarla.” diye konuştu.
Bunları çalışmaları yaparken 15’ten fazla firmayla çalışma yürüttüklerini ve Türkiye’deki açık kaynak ekosisteminin gelişmesi noktasında önemli bir adım attıklarını dile getiren Gül, şu değerlendirmelerde bulundu:
“Tabii tüm bunlar hayata geçerken bunlar tak çalıştır şeklinde çalışan sistemler değildi. 100’den fazla irili ufaklı Ar-Ge çalışması bu çalışmanın arkasında yatıyor. Açık kaynakla alakalı çok değişik platformlarda sürekli dillendirilen bağımsız olma, finansal olarak avantaj sağlama, ithal ikame ürün, yenilikçilik gibi kavramları aslında biz Ziraat Katılım’da hayata geçirdik.”