İstanbul Ticaret Odası (İTO) Başkanı Şekib Avdagiç, dünyanın en büyük sanayi fuarlarından Hannover Messe kapsamında gündeme artan kiralara yönelik açıklamalarda bulundu.
İstanbul’da konut fiyatını etkileyen en önemli unsurun arsa maliyeti olduğunu belirten, “İstanbul’da özellikle ilçe belediyeleri yeni konutlar için arsa üretilmeli. Bu, beton fiyatından da, demir fiyatından da daha önemli. İstanbul’un en uzak köşelerinde bile arsanın konut maliyeti içindeki payı yüzde 60’larda. Merkeze doğru geldiğinizde bu oran yüzde 75-80leri buluyor. Dolayısıyla daha çok konut arsası üretebiliyor olmamız lazım.” ifadelerini kullandı.
İkinci olarak, belediyelerin imar uygulamalarında daha hızlı ve etkin çalışması gerektiğini ifade eden Avdagiç, şöyle devam etti: “Üçüncü olarak da belediyelerin maliyet artırıcı yaklaşımları gündemden kaldırması lazım. Ayrıca, şu anda ticari imarı olan parsellerin hızlı bir şekilde ticari/konuta dönüştürülmesi gerekiyor. Son önerimiz ise büyük ticari alanların önemli bir bölümü pandemiye bağlı olarak şu anda kullanım dışı kaldı. Bunların belli kısımlarının konuta çevrilmesi konusunda uygulamaların önünün açılması lazım.”
Sorunun hızlı bir şekilde konut arzını artırarak çözülmesi gerektiğine işaret eden Avdagiç, “Çok önemli bir inşaat kuruluşunun sahibi, bizim de çok sevdiğimiz, bizim üniversitede mütevelli heyetimizde olan kıymetli bir büyüğümüzün bir önerisi oldu. Diyor ki, ‘Şimdi bir yerde bir proje var. Bir emsal var, 50 bin metrekare bir inşaat yapacağım. Siz orada bana yüzde 10 fazla imar verin, orada oluşan gelir artışıyla da ben sizin adınıza, gösterdiğiniz yerde sosyal konut inşa edeyim.’ Burada emsal 1 ise 2 vermeyin, yani şehri de boğmayalım.” diye konuştu.
Avdagiç, çok sayıda makul fiyatlı konut yapılması durumunda kiraların otomatik olarak kendi içinde dengeleneceğini söyledi.
“Türkiye, Avrupa’nın radarına girdi”
Şekib Avdagiç, salgın sonrası yapılan fuarlarda katılımın gerek ziyaretçi gerekse katılımcı firma anlamında düşüşler yaşandığına dikkati çekerek, son dönemde “new shoring”, yani “yakın coğrafyadan tedarik etme” gibi bir yöntemin öne çıktığını belirtti.
Yakın coğrafyadan tedarik etme konusunda Türkiye’nin Avrupa’nın radarına girmiş durumda olduğunu ifade eden Avdagiç, “Bir örnek vereyim; bizim lojistikte 30 yıldır geçiş belgeleri ile ilgili yaşadığımız problemler var. Pandeminin son döneminde özellikle tedarik zincirinde yaşanan sıkıntılardan dolayı çok hızlı bir şekilde birçok ülke, bu geçiş belgeleri ile ilgili Türkiye’nin önünü açtı. Büyük resme baktığınız zaman, bu zamana kadar geçiş belgesi verme sayıları arttı. Bu da Türkiye’ye olan kapıların açıldığının somut göstergesi.” şeklinde konuştu.
Avdagiç, tedarik kaynaklarında bir iyileşme olsa bile, tekrar eskisi gibi uzağa gidilmeyeceğini, yakından tedarik etme konusunun gündemde kalacağını belirterek, şunları kaydetti: “Hatta içinde olduğum otomotiv sanayi, bu konuda daha da ketum davranıyor. Türkiye yerine bazı firmalar Çekya, Slovakya, Polonya gibi daha da yakın ülkeleri tercih ediyorlar. Geçen hafta Rusya’da, Türkiye olarak katıldığımız bir fuar vardı. Fuardaki Türk firmaları çok büyük iş yaptı. Ziyaretçi olarak giden Türk firmalarının büyük bir kısmı, ‘Ah niye katılmadık’ diye vah etti. Avrupa zaten bizim bir pazarımız. Şu an ilave bir pazar oluşuyor. Doğru fiyat, kalite ve sevkiyat politikalarıyla bu büyüyen pazarı uzun vadeli korumayı becerebilmeliyiz. İş dünyası olarak bunu kendimize söyledim. İyi bir fırsat var. İyi gidiyor şu anda. Bu konjonktürü iyi değerlendirmemiz ve ihracatı artırma konusunda kalıcı bir fırsata çevirmemiz gerekiyor.”