Ufuk KORCAN
Uzun zamandır dar bir bantta hareket eden dolar, yeniden en çok konuşulan konular listesinde zirveye çıktı. Bir yandan rafl ardaki fiyat artışı sürerken diğer yandan vatandaşlar yaşanan hayat pahalılığının nerede duracağını endişe içinde izliyor. Filmi biraz geri saralım; öyle çok değil geçen eylül ayına kadar… Piyasalarda faiz indirimlerinin yılın son aylarında olacağına yönelik bir görüş birliği vardı. Bu, piyasaların istediği ya da umduğu değil yapılan açıklamalardan ortaya çıkan bir beklentiydi. Eylül ayına gelindiğinde ‘sürpriz’ bir şekilde faiz indirim kararı geldi ve 4 ayda toplam 500 baz puanlık indirimle politika faizi (1 haftalık repo) yüzde 14’e çekildi.
Enflasyona yenilmek istemiyorlar
24 Eylül’deki faiz indiriminden önce 8.76 TL’den işlem gören dolar, 20 Aralık tarihine gelindiğinde 18.36 TL’ye kadar çıktı. Elinde Türk Lirası tutanların büyük bölümünün dövize yönelme çabasının önüne geçmek için Kur Korumalı Mevduat (KKM) ürünü devreye alındı. Bu adımla dolar tarihi zirvesinden hızla geri çekildi ve mayıs ayı başına kadar 13.15- 14.90 TL bandında hareket etti. Ancak mayıs ayının ilk haftasından itibaren dolarda yön yine yukarı döndü ve geride bıraktığımız hafta tekrar 16.50 TL sınırına dayandı. KKM’deki getirilerin enflasyonun altında kalması aslında getirilerin kurdaki artış kadar olması bu ürüne olan ilgiyi bir miktar azalttı. Tasarrufl arını enflasyona karşı korumak isteyenlere yönelik geçen çıkarılması beklenen tahvil/mevduat ürünündeki ‘rötar’ da yukarı yönlü baskı yarattı.
Tek umut, turizm geliri
Dışarıda artan emtia fiyatları, şahinleşen ABD Merkez Bankası (Fed), devam eden Rusya-Ukrayna savaşının yanında içeride negatif reel faiz ortamında enflasyonun düşeceğine olan inancın zayıfl ığı dövize talebi canlı tutuyor. Peki kurlarda tansiyon nasıl düşecek? Enflasyonun düşeceğine inananların sayısını ‘çoğunluk’ yapacak somut adımları içeren bir beklenti yönetiminin yapılması gerektiği görüşü hakim. Bu içeride yapılması gerekenler listesinin ilk sırasındaki madde. Ayrıca müdahale etme gücümüzün olmadığı küresel emtia fiyatlarındaki artışın da durması gerekiyor. En önemli iki madde için kısa vadede bir çözüm üretilmesi zor. Dolayısıyla kurlar üzerindeki baskının bir süre daha devam edeceği düşünülüyor. Öyle ki kredi derecelendirme kuruluşu Moody’s mart ayında yüzde 35 olarak tahmin ettiği 2022 yıl sonu enflasyon beklentisini yüzde 52.1’e yükseltirken Merkez Bankası Beklenti Anketi’nden bu rakam yüzde 57.92’ye çıktı. Geldiğimiz noktada tek umut kaynağı, yaklaşan yaz aylarında artması beklenen turizm gelirleri…
Borsada yükselişin devamı için 2.460 puan aşılmalı
Kurdaki artışla yönünü yeniden yukarı çeviren BİST 100 Endeksi’nde 2.408 desteğinin altına sarkılmasıyla oluşan risk 2.354 desteğinde tutunulmasıyla şimdilik ortadan kalktı. Ancak endeks 22 Nisan 2022 tarihinde kısa vadeli aşağı yönlü bir trend başlattı. Gerçek bir rahatlamadan bahsedilebilmesi için öncelikle bu trend çizgisinin yukarı yönü geçilmesi şart. Bunun için ise 2.440- 2.460 puan bandının üzerine hacimli çıkılması ve bu aralık üzerinde hacimli kapanışlar görülmesi gerekiyor. Bu gerçekleşirse ilk aşamada 2.480-2.500 puan seviyeleri hedefl enebilir. Aşağı yönlü hareketlerde ise 2.408 puanın altına gelinmesi durumunda dikkatli olmakta fayda var.
Döviz hesaplarında çözülme fren yaptı
KKM ile birlikte bankalardaki Döviz Tevdiat Hesapları’nda (DTH) yaşanan çözülme son haftalarda hız kesti. KKM’nin açıklandığı 20 Aralık tarihinde 237 milyar dolar olan DTH büyüklüğü 29 Nisan’a gelindiğinde 213.7 milyar dolara inmişti. Yani döviz hesaplarından yaklaşık 25 milyar dolara yakın bir çözülme yaşanmıştı. Ancak mayıs ayı ile birlikte döviz hesaplarında 3 haftada 718 milyon dolarlık bir artış yaşandı. Son 5 haftada bireysel yerli yatırımcıların hesaplarındaki en büyük artış 686 milyon dolar ile 20 Mayıs haftasında gerçekleşti. 13 Mayıs haftasında kurlarda yaşanan yukarı yönlü hareketi satış fırsatı olarak değerlendiren yerli yatırımcılar, geçen hafta yeniden alıma geçtikleri görülüyor.
Dolarda 15.07 TL seviyesi kritik
Dolar/TL paritesinde 3 Ocak 2022 tarihinde 12.75 TL seviyesinden başlayan yükseliş trendi üzerinde seyir sürüyor. O tarihten beri bu trendin destek noktası defalarca test edilmesine karşın şu ana kadar altına gelinmedi. Bu, paritenin bu trend çizgisi üzerinde kalma isteğini gösteren en temel etken. Önümüzdeki hafta için ise bu trendin destek noktası 15.07 TL seviyesine denk geliyor. Bunun yanında daha önce direnç seviyesi olarak çalışan 15.73 TL seviyesinin de artık destek noktası olarak çalışması dikkat çekici. Yani paritede aşağı yönlü bir rahatlamadan bahsedilebilmesi için öncelikle bu seviyelerin altına gelinmesi şart. Özellikle 15.07 TL seviyesinin altına gelinmesi paritede 13.27 TL seviyesine kadar bir geri çekilme hareketini beraberinde getirebilir. Burası aslında 06 Eylül 2021 tarihinde başlayan ana trendin de destek noktası konumunda. Bunun yanında olumsuz senaryoda 15.73 TL seviyesinin üzerinde kalınması ilk aşamada 17.07 TL seviyelerine kadar bir yükseliş riskini beraberinde getirebilir.