Yılbaşından bu yana gün geçmiyor ki zam haberleriyle uyanmayalım. Akşam zam sabah zam dinlemekten bıktık usandık. Artık yazılı ve görsel basını izlemeye korkar duruma geldik.
Rusya-Ukrayna savaşının başlamasıyla birlikte zaten kırılgan bir yapıya sahip olan ekonomimiz daha da sorunlu duruma geldi. Özellikle akaryakıt ürünlerinde dışa bağımlı olduğumuz için fiyatlar da her gün değişiyor.
Akaryakıt fiyatlarının yükselmesi, iğneden ipliğe her türlü sanayi ürününe zam olarak yansımaktadır ve bunun sonucunda da enflasyon yükselme eğilimine girmektedir. En basitinden zamların ekonomiye etkisini hesaplamak gerekirse halkımızın temel ihtiyacı olan gıda ürünlerinin lojistiği açısından maliyet yükselmesine sebep olacak ve bu da etiketlere yansıyacaktır.
Haberler .com sitesinden aldığım bilgiye göre akaryakıt fiyatları aşağıdaki şekilde hesaplanıyor;
Akaryakıt fiyatları, Türkiye’nin de dahil olduğu Akdeniz piyasasındaki işlenmiş ürün fiyatlarının ortalaması ile dolar kurundaki değişiklikler baz alınarak rafineriler tarafından hesaplanıyor. Bu hesaplanma sonucunda dağıtım firmalarınca uygulanan fiyatlar, rekabet ve serbesti nedeniyle şirketler ve kentlere göre küçük değişiklikler gösterebiliyor.
Türkiye’de LPG ürün fiyatlaması ise Cezayir’de bulunan Sonatrach piyasa fiyatları takip edilerek yapılıyor. Ürün fiyatı, toptancı marjı ile dağıtıcı ve bayii marjı, vergi öncesi LPG fiyatının ana bileşenlerini oluşturuyor. Özel Tüketim Vergisi ve Katma Değer Vergisi ilave edildiğinde nihai LPG fiyatına ulaşılıyor. LPG’de bu hesaplama sonucunda dağıtım firmalarınca uygulanan fiyatlar, rekabet ve serbesti nedeniyle şirketler ve kentlere göre değişiklikler gösterebiliyor.
Önceki dönemlerde akaryakıta gelen zamlar eşel mobil sistemi gereği özel tüketim vergisinden karşılanmaktaydı yani gelen akaryakıt zamları pompa fiyatlarına yansıtılmamakta dolayısıyla vatandaşın cebine dokunmamaktaydı. Ancak geçtiğimiz 28 şubatta alınan kararla eşel mobil sisteminden vazgeçildi ve bundan böyle akaryakıt fiyatlarına gelen zamlar anında pompa fiyatlarına yansıyacak. Akaryakıt fiyatlarında indirim söz konusu ise özel tüketim vergisi oranı yükseltilerek halka yansımış olacak.
Yazının kaleme alındığı günü baz alırsak (her gün zam geldiği için) benzine yılbaşından bu yana %52, yıllık ise %158 fiyat artışı yaşanmış. Motorinde ise yılbaşından bugüne kadar zam oranı %73, yılbaşından bu yana ise %198 oranında uygulanmıştır.
Özel tüketim vergisinden 2022 yılı için sadece akaryakıt ürünlerinden 68 milyar TL. bütçeye katkı sağlanması hedefleniyor. Günümüzde akaryakıt ürünlerine uygulanan özel tüketim vergisi
Benzinde 4,12 TL, Motorinde 4,16 TL, Oto gazda ise 2,42 TL dir.KDV oranı ise %18 olarak alınmaktadır.
Yukarıda bahsettiğim gibi petrol fiyatları Rusya-Ukrayna savaşı nedeniyle sürekli yükselmekte ve fiyat kontrolü da dolayısıyla bizim dışımızda gelişmektedir. Petrolün varili yazının kaleme alındığı gün 119 dolar seviyesindeydi. Ancak bunun daha da yükselmesi kaçınılmaz gözüküyor.
Yaklaşık iki yılı aşkın bir süredir tüm dünyayı etkisi altına alan korona virüs nedeniyle tüm dünyada enflasyon artmış, ülkelerin ekonomik göstergeleri olumsuz şekilde etkilenmiştir. Ülkemizin de etkilenmesi normal gelebilir ancak bizde bazı göstergeler gerçekten düşündürücüdür ve bir yerlerde yanlışların önüne geçilmesi gerekir. Enflasyonda Avrupa liginde üst sıralarda yer almaktayız. Ülkemizde 50,8 milyon kişinin yoksulluk sınırının altında,25,4 milyon kişinin de açlık sınırının altında yaşadığı gerçeği ekonomi açısından önemlidir. Bu rakamlara göre halkımızın yaklaşık %10 u geçim sıkıntısı çekmeden yaşamını sürdürebilmektedir.
Akaryakıt fiyatlarını düşürebilmek elimizde olan bir çözüm yolu değildir. Ancak ÖTV ve KDV oranları düşürülebilir veya sıfırlanabilir ama bu da devlet bütçesine yük getireceği için başka kaynakların arttırılması yoluna başvurulacaktır. Yani fiyatların düşmesi çok zor hatta imkansızdır. Açlık ve yoksulluk sınırı demişken Avrupa ülkelerinde ve bizde asgari ücretin benzin alım gücüne bir göz atalım;
ÜLKE ASGARİ ÜCRET (Euro) BENZİN FİYATI (Euro) ALINABİLECEK MİKTAR (Lt)
Almanya 1621 1,82 890,6
İtalya 1622 1,88 884
Fransa 1603 1,82 880,7
Hollanda 1725 2,06 837,3
Slovenya 1074 1,44 745,8
İspanya 1126 1,61 699,3
Polonya 655 1,15 569,5
Litvanya 730 1,49 489,9
Portekiz 823 1,83 449,7
Macaristan 542 1,29 420,1
Türkiye 4253 TL 18,77 226,5
Yukarıdaki tabloda görüldüğü üzere birçok Avrupa ülkesine kıyasla gelir dağılımı açısından oldukça geride bulunuyoruz. Bir başka konu da akaryakıta sürekli gelen zamlar nedeniyle yaklaşık dört bin akaryakıt istasyonu kapanmanın eşiğine gelmiş bulunuyor. Maliyetlerin yükselmesi, karsızlık gibi nedenlerle bu duruma gelen işletmelerin sağladığı istihdam, devlete ödedikleri vergi dikkate alınmalı ve sorun en kısa sürede çözüme kavuşmalıdır.
Saygılarımla
ZAFER ÖZCİVAN
Ekonomist