Merve YİĞİTCAN
Bugün devreye girecek yeni KDV indirimleri beraberinde, birçok sektörde adeta kambura dönen ‘devreden KDV’ sorununu yeniden gündeme getirdi. Özellikle işletme sermayesi anlamında sıkıntılı günler geçiren reel sektör temsilcileri, KDV alacakları için nakit ödeme, mahsuplaşma ya da bu alacakların teminat gösterilmesi şeklinde taleplerini dile getiriyor. Girdi maliyetlerinde de KDV’nin düşürülmesinin, devreden KDV’nin oluşumunu engelleyeceğini vurgulayan sektör temsilcileri, KDV’nin sadeleştirilerek üreticinin desteklenmesini bekliyor. Devreden KDV yükünün ‘merdiven altını’ teşvik ettiğini söyleyen bazı sektör temsilcileri KDV’de sadeleştirmeyle devletin vergi tahsilatının daha fazla olacağını da iddia ediyor. Öte yandan devlette biriken devreden KDV’nin 150 milyar TL’yi aştığı tahmin ediliyor.
Hızlı mahsuplaşma olmazsa yükü kaldıramayız
Geçtiğimiz günlerde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın duyurduğu ve bugün devreye girecek olan yeni düzenlemeyle deterjan, sabun, tuvalet kağıdı, peçete, bebek bezi gibi temizlik ve hijyen ürünlerinde KDV yüzde 18’den 1’e indirildi. Sektörün önemli oyuncularından ABC Deterjan Sanayi AŞ’nin Genel Müdürü Eser Arıcı Kıroğlu, KDV indiriminin düşürülmesinin tüketici açısından çok olumlu ve yerinde bir karar olduğunu söylerken, üreticiler açısından ortaya devreden KDV sorunu çıkaracağını söyledi. Ürettikleri ürünlerde kullanılan hammaddeler ve diğer girdiler için yüzde 18 KDV ödediklerine dikkat çeken Başer, bu ürünlerin yüzde 8 KDV ile satılmaya başlamasıyla sektörün devletten sürekli bir KDV alacağı olacağını söyledi. Oluşacak devreden KDV ile ilgili nasıl bir mahsuplaşma gerçekleştirileceği noktasının henüz netleştirilmediğini söyleyen Başer, “Alış-satış KDV’si arasındaki 10 puanlık fark çok büyük bir meblağ sektör için. Mahsuplaşmanın çok hızlı olması lazım. Yoksa bu yük kaldırılamaz” dedi.
Devreden KDV’lerin birikmesi halinde bazı firmaların bunun altından kalkamayabileceğini ve kapanmak zorunda kalabileceğine dikkat çeken Başer, “Bazı firmalar kapanabilir. Gücü yetenler de ihracata ağırlık verip içeriye mal satmaktan vazgeçer” dedi. KDV indiriminin hammadde ve girdilerde de aynı oranda yapılması gerektiğini savunan Başer, aksi halde bu durumun sektörde merdiven altı üretimi artıracağı endişesini dile getirdi.
Karavelioğlu: İadeler çok daha hızlı olmalı
Bugün devreye giren düzenlemeyle süt, yumurta ve meyve üretiminde kullanılan tarım makinaları da yüzde 8 KDV kapsamına alındı. Tarım makinelerinin çok büyük bir kısmının halihazırda yüzde 8 KDV’ye tabi olduğunu söyleyen Makina ve Aksamları İhracatçı Birliği (MAİB) Başkanı Kutlu Karavelioğlu, son düzenlemenin üretime ve tüketime de katkı sağlayacağını dile getirdi. Öte yandan KDV’nin firmalar için bir maliyet unsuru olmadığını, devlet için toplanan bir vergi olduğunu hatırlatan Karavelioğlu, “İmalatçı firmalar, hammaddelerini ve yardımcı maddelerini yüzde 18 KDV ödeyerek alıp, makinelerini yüzde 8 KDV ile satıyorlar ve devlet ile ay sonlarında mahsuplaşıyorlar. Burada bir eşitlenme güçlüğü oluşuyor. Firmalar KDV alacaklısı oluyorlar ve devletten bunu talep ediyorlar. Finanse ettikleri KDV farkını 6 ay gibi ortalama sürede geri alıyorlar. Bu süreler bir zamanlar 1-1,5 yılı buluyordu. Önemli ilerleme sağlandı, ama finansmanın bu kadar pahalı olduğu ve enflasyonun hala yüksek olduğu dönemlerde çok daha hızlı iadeler sağlarsak, makine imalatçısının sıkıntısını hafifletiriz. Makinelerin KDV’sinin yüzde 1’e düşürülmesi tartışmalarına ise katılıyoruz ve çok sakıncalı buluyoruz” şeklinde konuştu.
Tıbbi cihazcılar da düzenleme bekliyor
Son KDV indirimine bazı tıbbi cihaz ürünleri de eklendi. Sektörde yüzde 8 ile satışı yapılan ürünlerin olduğunu, yenileriyle beraber devreden KDV’nin daha da artacağını söyleyen Ortopedi ve Omurga Cerrahisi Tıbbi Malzeme İmalatçıları, İthalatçıları ve İhracatçıları Derneği (ORDER) Başkanı Adem Uyanık da, sektörün kamudan 5-6 milyar TL’lik alacağının biriktiğini aktarırken, devreden KDV yükünün indirimli orana tabi ürün sayısının artırılmasıyla sektörde daha da ağırlaşacağını kaydetti. Uyanık, “Sektördeki firmalar çok zor durumda, çok sayıda oyuncu sektörden çıkıyor. Firmalar olarak ‘Kamudan paramızı nasıl alacağız’ diye düşünürken, şimdi de devreden KDV’lerimizi nasıl alacağımızı düşünmeye başladık. Sektördeki üreticilerin girdilerinde KDV yüzde 8’e çekilmeli. Bu kadar KDV alacağımız birikirken, finansman sorunumuz artıyor” diye konuştu.
Fayat: Kayıt dışılığa neden oluyor
Konfeksiyon sektörü uzun zamandır devreden KDV sorunuyla boğuşuyor. TOBB Hazır Giyim ve Konfeksiyon Sektör Meclisi Başkanı Şeref Fayat da, bu sorunun sektörde çok ciddi sıkıntılar yarattığını söyledi. Fayat, “Sektör, sermaye sorunu yaşıyorken, bu alacağın mahsup edilmesi, olmadı teminat olarak gösterilmesi için çok çabalıyoruz. Sermaye sorunu yaşayan sektörün bu alacağını realize edebilmesi lazım. Teminat olarak kullandırılmasını istiyoruz ama o nokta da açıkçası sonuç alamadık. Finansmana ulaşımın zor, ulaşanların da yüksek maliyet ödediği bir dönemde devreden KDV’ler çok önem kazanıyor. KDV’nin sadeleşmesi lazım. Aksi takdirde insanlar kayıt dışına kaçıyor” ifadelerini kullandı.
“İşletmeler devleti haksız yere finanse ediyor”
Devreden KDV, en basit tanımıyla firmalar için hesaplanan KDV’nin yüklenilen KDV’den fazla olması durumunda oluşuyor. Firmaların indirimli orana tabi ürün satışından doğan devreden KDV alacağına ilişkin değerlendirmelerde bulunan E. Gelir İdaresi Başkanlığı Strateji Başkanı ve Yeni Ekonomi Danışmanlık A.Ş Kurucu Ortağı Nazmi Karyağdı, Avrupa Birliği uygulamasında olduğu gibi Türkiye’de de devreden KDV’nin ertesi yıl mükellefe iadesi uygulamasına geçilmesi gerektiğini söyledi. Bunun için gerekli yasal ve idari uygulamaların devreye alınmasının şart olduğunu dile getiren Karyağdı, “Denetim ve uygulama alanında etkinliği artırıcı uygulamalarla iadeler rahatlıkla yapılabilir. KDV’nin özü, iktisadi olarak ortaya çıkan katma değerin vergiye tabi olması demektir. Devreden KDV’nin oluştuğu yerde ise’ henüz üzerinden KDV’nin hesaplanacağı bir katma değerin oluşmadığı anlamına gelir. Katma değerin oluşmadığı iktisadi faaliyetten verginin alınması, vergi mükellefi işletmelerin devleti haksız yere finanse etmesi anlamına geliyor. Yılların birikimi olan bu sorunun çözülmesi, Hazine ve Maliye Bakanı Sayın Nureddin Nebati’nin ifade ettiği KDV’de sadeleştirme çalışmaları için önemli bir aşama olacaktır” ifadelerini kullandı. BDO Türkiye Vergi Ortağı Erdal Güleç de, devreden KDV sorunun, KDV sistematiğinin bozulmasından kaynaklandığını söylerken, şöyle devam etti: “İndirimli orana tabi işlemler, KDV sistematiğini bozabiliyor. Bu tür KDV indirimlerine çok rastlanınca mekanizma bozuluyor. Bu iade mekanizmasının sadeleştirilmesi gerekiyor. Mükellefleri bıktırıcı aşamaya geldi, vergi dairelerinin de çok vaktini alıyor. Dolayısıyla daha basit ve pratik yöntemler kullanılmalı. Aynı zamanda KDV’nin sadeleştirilmesi genel anlamda sorunu çözecektir.”