Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) öncülüğünde Türkiye’nin 81 ilindeki oda ve borsalarla bir araya gelen DÜNYA, “Başkanlar Konuşuyor” yazı dizisinde bu hafta Bursa ekonomisinin nabzını tuttu. Bursa Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı İbrahim Burkay ve Bursa Ticaret Borsası Başkanı Özer Matlı, DÜNYA’nın sorularını yanıtlayarak, kentin ekonomisini değerlendirerek, yaşanan sorunları ve çözüm önerilerini dile getirdiler.
Bursa’da sanayiye ayrılan alan büyümeli
İbrahim Burkay / Bursa Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı
Pandeminin reel sektörde ve finansal alanda yol açtığı sarsıntıları, maalesef çok farklı boyutları ile tecrübe ettiğimiz 2 yıla aşkın bir süreyi geride bıraktık. Özellikle tüm dünyanın bu virüse karşı almış olduğu tutum ve önlemler nedeniyle bu süreçte gerçekten çarkların neredeyse büyük bir kısmı durdu. Tekrar dönmeye başladığında ise arzı ve biriken talebi karşılayamadığı bir süreci de hep beraber yaşadık. Üreticilerimiz özellikle hammadde bulmakta zorluklar yaşadı ve buldukları neyse onları rekor seviyede lojistik maliyetler ile karşıladı. Bu süreç, domino etkisi gibi küresel ticaretin ritmini bozdu. Tüm görüşmelere rağmen Türkiye; devletin, toplumumuzun tüm kesimlerine uzanan destekleri sayesinde hızlı bir toparlanma sürecine girdi. İş dünyası olarak biz de özellikle yatırım ve tedarik zincirinde üstlenmiş olduğumuz rol ile bir taraftan piyasanın talebini karşılamaya çalışırken diğer taraftan da pazar payımızı ve ülkemize duyulan güveni artırmak için çok yoğun gayretler sarf ettik.
Bursa iş dünyası olarak bizler her sektörde farklı etkileri olan bu pandemi sürecinde üyelerimiz ile çok güçlü bir ilişki içindeydik, iletişim ağı oluşturduk. Bursa iş dünyamızda yapmış olduğumuz çalışmaların da etkisi ile 2021 yılında, 184 ülke ve 14 bölgeye yapmış olduğumuz 16 milyar doların üzerinde ihracat ve 8 milyar dolarlık ithalatla ülkemizin dış ticaret performansına yaklaşık 24 milyar dolar düzeyinde katkı sağladık. Firmalarımızın lojistik, işçilik ve hammadde başta olmak üzere üretimde yüksek maliyetleri omuzlayarak elde ettikleri bu başarılar, ulaşılan rakamları çok daha anlamlı hale getirdi.
BÜYÜMEK İÇİN PLANLAMA YAPILMALI
Ekonomik büyüklük açısından baktığımızda Türkiye 2000’lerin başında dünyada ilk 27 ülke içerisindeydi ve son 15 yılda sergilediği performansla en büyük 17 ekonomi içine girdi. Şimdi ilk 10 ekonomi arasına girme hedefi var ve bunun için güçlü ve zayıf yanlarımızı belirlememiz, fırsatlar ve avantajlarımızı değerlendirmemiz gerekiyor. Büyümek için yatırım yapılması lazım. Bunun için de mekânsal planlama ve yere ihtiyaç var. Çok çalışmanın yanında Ar-Ge, inovasyon, tasarım ve markalaşma ile farklılaşmak gerekiyor. Artık ülkelerin yarışı söz konusu değil. İlk 10 ekonomi içine girmek için öne çıkarılması gereken bölgeler var. Bursa bu açıdan önemli bir şehir. Stuttgart otomotiv sektörü, makine, metal işleme, yazılım sektörleri, üniversiteleriyle, Ar-Ge merkezleriyle Almanya’nın lokomotifi konumunda. Burası Almanya’nın zenginlik merkezi. Yani her ülkede artık zenginlik merkezi var. Bursa da bu açıdan desteklenmesi gereken bir şehir. Bursa’da toplam yüzölçümünün binde 8’i sanayiye ait. Bursa ekonomisinin büyüklüğü 800 milyar TL. Bunun yüzde 45.5’i sanayiden geliyor. Türkiye’de bu oranın ortalaması yüzde 16. Almanya’da sanayiye ayrılan alan yüzde 4,4. Üretmek ve ihracat yapmak istiyoruz ama sanayiye ayrılan alan yok denecek kadar az.
BURSA OSB, İLİ SANAYİDE BAŞKENT KONUMUNA GETİRDİ
Bursa 17 OSB ile Türkiye’nin en fazla OSB’sine sahip kent konumunda. OSB’lerimizin toplam yüzölçümü 50 milyon metrekare. Oysa sadece Gaziantep OSB’nin büyüklüğü 43 milyon metrekare. Bir şehrin sanayileşmesi 2-3 yılda olacak bir iş değil. Bu bir kültür. Bursa’nın sanayi kenti olması, yüzlerce yıl bir maziye sahip olmasından geliyor. Özellikle cumhuriyet döneminde ikinci sanayi sempozyumunda işte ipek fabrikasının buraya gelmesi çok önemli sanayi kültürü aşılamış Bursa’ya. Ardından Türkiye’nin ilk OSB’sini 1969 yılında Bursa gerçekleştirmiş. Şimdi o bölge bugün Bursa’yı sanayide başkent yapmış. O bölge bugün Bursa’yı ihracatta Türkiye’nin en büyük 2. kenti konumuna taşımış.
Yeni dönemde sanayileşmede önemli olan makro düzeyde mekan planları yapılması. Bursa’da bu yönde planımız var. Bursa Teknoloji Organize Sanayi Bölgesi’ni (TEKNOSAB) bu doğrultuda kurduk. Bölgemizde yüksek teknoloji üzerine yatırım yapan 136 önemli firmamız var. Tabii ki bu yeterli değil. Arz güvenliğini sağlamak da önemli. Tedarik zincirinde müthiş bir değişim ve kırılma söz konusu. Dolayısıyla yeni yatırımlara ihtiyacımız var. Bunun için de mutlaka yeni nesil endüstri bölgelerine ihtiyaç var. Altyapı ile ilgili bütün problemleri çözülmüş olan yeni nesil endüstri bölgeleri kurulursa sadece Bursa değil, Türkiye’yi ciddi anlamda farklılaştıracak adımlar atılabilir.
TARIMDA KATMA DEĞER GEREKLİ
Tarıma baktığımız zaman ayrılan alan yüzde 30,8. Sektörün ekonomiye katkısı ise yüzde 5. Bizim mutlaka tarımda inovasyonu, markalaşmayı ve Ar-Ge’yi artırmamız lazım. Ürünleri tarladan çıktığı gibi satmaya kalkarsak bizim tarımda gideceğimiz nokta belli. Sanayide Bursa’nın kilogram ihracat değeri 4,5 dolar. Toplam alanınızın binde 8’ini ayırdığınız sanayi, ekonominize yüzde 45 katkı sunuyorsa yüzde 31 ayırdığınız tarımın da bir şeyler yapması gerekiyor. Bu da ancak katma değerli üretim ile olur. Tarladan çıktığı gibi satarsanız 1 lira, işlerseniz 10 lira getirir. Bunu marka yapıp rafl ara koyarsanız 100 lira gelir. Dolayısıyla sanayinin yolculuğuna bizim tarımı mutlaka dahil etmemiz lazım.
Turizmde de aynısı geçerli. Şimdi gelen turiste bakıyorsun 30 dolara akşam konaklamak istiyor. Ama siz Avrupa’da veya dünyanın farklı bir yerine gittiğiniz zaman 30 dolara otele bile ulaşamıyorsunuz. Ülkenin coğrafyasını ve kaynaklarını değere dönüştürmek orada yaşayan insanların kabiliyeti. Uludağ, Bursa’nın önemli turizm alanı. Ama tam değerlendirildiğini düşünmüyorum. Uludağ’da sezon karla başlar. Aralıktan-mart Uludağ için turizm sezonudur. Ancak Uludağ’da yönetim kısmında sıkıntı var. Yani orası Tarım ve Orman Bakanlığı’nın da yetkisinde. 2. Bölge de Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın turizm alanı ilan ettiği yer. Şimdi hizmeti kim götürecek oraya. Orada alan yönetimi ile ilgili çalışma var. Bu alan yönetimi konusu çözülürse Uludağ bir makro planlama ile daha da güçlü bir merkez olabilir. Uludağ sadece kış turizmi açısından değil sağlık turimzi açısından da önemli. Bu potansiyeli 12 ay boyunca kullanmak lazım.
UZAY TEKNOLOJİSİ GELİŞTİRECEK YENİ NESİLE YÖNELİK GUHEM’İ KURDUK
Türkiye’nin dünyada ilk 10 ekonomi arasına girmesine en çok katkıyı sağlayacak ilin Bursa olacağını düşünüyoruz. Bursa’yı bu yolculukta en önemli aktörlerden biri yapmak bizim 16 yıldır planımız. 2008 yılından bu yana uzay havacılığının önemini vurguluyoruz. Bir yol haritası çıkartdık ve Gökmen Uzay Havacılık Eğitim Merkezi’ni (GUHEM) devreye aldık. Bu merkezle 50 yıllık bir amaç belirledik. Uzay teknolojileri alanında başta endüstri olmak üzere tüm yazılım, bilişim, iletişim teknolojilerinin geliştirilmesini sağlamayı hedefl edik. Bu alanlar, gayri safi hasılada en ciddi payı alacak. Bu merkezi kurmaktaki başlıca amacımız yeni neslin bu alana olan merakını, farkındalığını arttırmak. Bu merkeze pandemiye rağmen ciddi anlamda ziyaretçi alıyoruz. Bütün okullardan ilkokuldan ortaokula kadar çok ciddi bir ziyaretçi profilimiz var. Yani bizim aslında insan kaynağımızı, yeni neslimizi de dönüştürmemiz lazım. Öte yandan yeni bir sahada oyun oynayacağız artık. Üretimin Avrupa’dan Asya Pasifik bölgesine kayması ile birlikte Avrupa ve Amerika dünya ticareti konusunda yeni bir oyun sahası inşa ediyor. Bu aslında herkesin eşit olduğu bir yarışma. Burada biz, ya kuralları iyi uygulayan bir ülke olacağız ya da kural koyucu olacağız. Tabii bu süreçte sürdürülebilirlik önemli bir rol oynuyor. Bu anlamda yeşil dönüşümde bizim Türk sanayisi olarak gerçekten çok hazırlıklı olmamız lazım. Bunu görmezden gelmek mümkün değil.
TARIM VE GIDA İÇİN MESLEK LİSESİNE HAMİLİK YAPIYORUZ
Bursa Ticaret Borsası olarak tarım konusunda yeni nesli yetiştirecek adımlar atıyoruz. Şu anda Hamidiye Tarım Meslek Lisesi’ne hamilik yapıyoruz. Tarımsal ekonomiyi güçlü hale getirmek için lise düzeyindeki çocukların da bilinçli bir şekilde hazırlıklı hale gelmesi gerekiyor. Ayrıca Uludağ Üniversitesi ile bizim ortak protokolümüz var. Uludağ Üniversitesi’ne bir hizmet binası yapıyoruz. Hizmet binasıyla Hamidiye Tarım Meslek Lisesi’ndeki öğrenciler ortak eğitimler alacaklar. Mesleki eğitim daha da güçlenecek. Bir bakıma lisedeki çocukların koluna altın bilezik takmış olacağız. Ayrıca şehrin diğer okulları ile beraber tarımda çalışan okuyan çocukların da bir fert olarak önemli bir iş yaptığını anlatmak amacıyla Bursa Büyükşehir Belediyesi ile ortak iş modelleri yaratıyoruz. Bu işbirliğiyle, mesleki anlamda eğitimi, tarımı da yapacak insanların eğitim seviyesinin tanımlamasını amaçlıyoruz.
Bursa, marka şirketlerle gıdada katma değer üretiyor
Özer Matlı / Bursa Ticaret Borsası Başkanı
Türkiye tarım sektörünü geçen sene vuran kuraklık, Bursa’yı az etkiledi. Bu sene de şimdiye kadar iyi yağış oldu. Bu yağışlar ile beraber aslında su kısmında sorunun büyük bir kısmı çözüldü. Ama tabii ki tarım yapabilmek için tek başına su yetmiyor. Suyun haricinde, enerji gübre ve tarımsal ilaçlar da var. Bu kalemlerde maliyetlerimiz artmış durumda. Bizim temel önceliğimiz öncelikle 83 milyonun gıdasını sürdürülebilir hale getirebilmek. Bunu yapmaya kalkarken tarımsal ürünler noktasında pandemi ile başlayan bambaşka bir süreç başladı. Paranızın olduğu ama malı alamadığınız bir döneme girmeye başladık. Ülkeler kendi ürünlerini, ileri dönemdeki ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla stoklamaya başladılar. Kuraklık da bu eğilimi güçlendirdi.
Tarımsal ürün ihracatı 1,2 milyar dolar
Pandemi sürecinde gıda ihracatımız arttı. 900 milyon dolar olan Bursa’nın tarımsal ürün ihracatı 1,2 milyar dolara yaklaştı. Meyve-sebze ve hayvansal gıda ürünleri ihracatı yapıyoruz. var. Ancak Türkiye buğday gibi temel gıda maddelerinde açık veren bir ülke. Pandemi ile beraber hep söyledik, tarımı keşfettik ama herhalde keşfettiğimizi tekrardan toparlamaya çalışırken biraz ağır gittik diye düşünüyorum.
Bursa’nın sanayileşmesi önemli, ama işin bir de şehircilik boyutu var. Şehirlerin belediyecilik anlamında planlama eksikliği olursa, ciddi bir tarımsal alan kaybı da yaşanır. Önceki tesislere de bakalım. Bursa’nın ilk OSB’si, aslında ilin en verimli topraklarına kurulmuş. TEKNOSAB’ın kurulduğu yer, yapıya baktığınızda tamam marjinal tarım alanı. Ama TEKNOSAB’dan sonra şehrin büyümesi ile ilgili büyükşehirin planlamaları da çok önem arz ediyor. Öte yandan Bursa gıda sektöründe katma değer üreten bir şehir. Alanında Türkiye’nin en büyük organizasyonu olan Bursa Tarım Fuarı da bunu kanıtlıyor. Fuar, aslında bölgemizin tarım ve hayvancılık konusunda endüstrileştiğini gösteriyor. Bursa özeline baktığınızda Türkiye’nin en büyük süt işletmecisi burada. Türkiye’nin tohumu Bursa’da üretiliyor. Domates ve salça üretiminde de öne çıkıyoruz. Zeytine baktığımızda Gemlik zeytini de önemli bir marka. Fidancılık da yeni gelişim alanı olarak Bursa’da yaygınlaşıyor. Şoklanmış gıdaya baktığımızda, büyük ölçekli firmalar kentimizde bulunuyor. Bunların hepsi Bursa olarak tarımda da endüstrileştiğimizi ve tarımda katma değer ürettiğimizi gösteriyor. Yani tarımsal anlamda da markalar şehriyiz.
Tarım ve hayvancılıkta verimlilik öne çıkıyor
Türkiye’nin 3’üncü büyük entegre tavukçuluk tesisi bizde. Bursa’da tarım ve hayvancılık sektöründe verimlilik öne çıkıyor. Bursa’nın işletme sayısına baktığımız zaman azalma var, ama işletme verimliliği ve büyüme anlamında büyüme ivmesi görülüyor. Yani tarımsal markalar en son teknolojiyi kullanıyorlar. Şimdi enerjiden bahsettik. Öte yandan Türkiye’de sanayileşmeden bahsediyoruz ama enerji yatırımları geriden giden bir süreç içerisinde. Bu bahsettiğimiz çiftliklerin, tesislerin hepsinde şu anda güneş enerjisi yatırımları var, atıklardan dolayı biyogaz tesisi var. Tohumculuk firmalarını uluslararası tohum firmalarının hepsi Bursa merkezde hatta Bursa’nın ilçesi Karacabey merkezde. Bu da şunu söylüyor yani Türkiye’nin üretilen tarımsal rafl arda gördüğünüz firmalar, bilmiyorum adını burada söylemek ne kadar doğru. Raflara gittiğinizde Bursa gidip bir tüketici noktasında kendini kanıtlamış bir şehir. Sütaş’ından SEK’ine kadar, Penguen’ine kadar, TAMEK, Tat bunlar hepimizin bildiği ulusal markalar. Bunların hepsinin de başlangıç hikayesi Bursa başlangıçlı. Hizmet sektöründe de marka değerini sürdüren firmalarımız var. Bursa, coğrafi işaretli ürünleri, sanayisi ve turizmiyle her alanda bir marka. Bursa büyümeye devam ediyor. Benim tek endişem kontrollü büyüme.
Son dönemde maden sahaları ve zeytinlikler gündeme oturdu. Bizdeki maden alanları iyi tarafından bakmak gerekirse zeytinlikler ile aynı bölgede değil. Maden sahalarının bulunduğu İnegöl ve Uludağ eteklerinde zeytinlik konusunda sıkıntımız yok. Bu sorun, daha çok Ege Bölgesi’nde yaşanıyor. Ancak zeytinlik konusunda ilimizin başka önemli sorunu var. Türkiye’nin otomotivi Gemlik’te üretiliyor. Gemlik zeytini de kendi içerisinde bir marka. 400 dolardan başlayan sanayi arsaları var Bursa’da. Şimdi 400 doların üzerinde sanayi arsalarının bulunduğu bir yerde zeytin üreticisinin tarımsal üretim rekabet etmeyi düşüneceğini sanmıyorum. Gemlik hattı ile Bursa’nın birleşmesi en çok zeytin üretimini etkileyecek.
Bursa büyürse Türkiye büyür
Tarımda markalaşmak, katma değeri artırmak gerekiyor ama tarımın hassas bir durumu var. 83 milyonu ilgilendiren bir gıda enflasyonu ile mücadelede iyi planlanma yapılması gerektiğini düşünüyorum. Pandemi gerekli dersleri dünyaya da bize de verdi. ABD’de gıda enflasyonunun yüzde 9’a çıkması, bizde ki gıda enflasyonunun yüzde 70 ila yüzde 100 artması ciddi bir sıkıntı yaratıyor. Ukrayna- Rusya savaşı bu sorunu daha büyütüyor. Ciddi tedbirler alınması gerekiyor. Tarım ve hayvancılık risk altında. Avrupa’da yem sektörü de 25 günlük stoklara düştü. Ukrayna ve Rusya’nın oyundan çıkması ile beraber çok başka bir sürece everiliyoruz. Burada da Türkiye olarak politikamızı iyi belirlememiz, hızlı hareket etmemiz gerekiyor. Rusya ile işbirliği konusunda temel gıda üretimi konusunda almamız gereken ürünler ile bir ayrıcalık mı alınmalı? Orta ve uzun vadeli Türkiye hangi ürünleri stoklarında tutmalı? Hangi ürünler konusunda destekleme yapılmalı? Bunların kararlaştırılması lazım.
Sonuç olarak Bursa büyürse Türkiye büyür. Bursa büyümeye, çalışmaya devam ediyor ve bunu hep farklılaşarak yapıyor. Savunma sanayiinde son dönemlerde hamleler yaptı. Togg Bursa’da üretiliyor. Tarım ve hayvancılıkta markalaşma ve ihracat odaklı çalışmayla bambaşka sürece geliyor. Bursa dinamik bir şehir. Türkiye’de de yeni dünya düzeninde de bu Avrupa ile Rusya-Ukrayna arasında ki süreçte de ben inanıyorum ki Ortadoğu ve Batı ile ilgili Türkiye kendi içerisinde daha pozitif daha karar verici, bölge oyunlarını daha yöneten bambaşka bir ülke haline gelecek.