Bakan Dönmez’in NTV’deki açıklamaları şöyle:
Bakanlar Kurulu’nda elektrik fiyatlarına ilişkin uzun uzun müzakerelerde bulunduk. Saatlerin okunma aralığıyla ilgili herhangi bir hak kaybı yok. 210 kw altı ve üstü birim fiyatlarına ilişkin olarak Cumhurbaşkanımız talimatlandırdı, vatandaş lehine ne yapılabilir diye. Biz de çalışma yapıyoruz. Dernek ve vakıflardan gelen yoğun talep vardı. 5 tane abone grubumuz var. Mesken en düşük, genel aydınlatma, tarımsal sulama, sanayi ve bunların dışında kalan daha çok ticari olarak adlandırdığımız abone grubu var. Kamu ve sivil toplum kuruluşları bunun içindeydi. Sivil toplum kuruluşlarının mesken abone grubuna dahil edilmesi yönünde karar aldık. Sivil toplum kuruluşları gidip belirtecek, biz derneğiz, vakıfız diye. Dernek ve vakıf statüsündeki tüm kuruluşlar istisnasız yararlanacak. Kilowatt saat başına 1 lira indirimden yararlanmış olacaklar.
Ocak ayındaki konut tüketimlerinin istatistiklerini elde ettik. 210 kw’ya kadar olan hanelerin sayısı toplam hanelerin içinde yüzde 64 oranında çıktı. Geri kalan kısım 210 kw’ı aşmış oldu. 210’u aşanlar 210’a kadar olan dilimde indirimli tarifeden yararlanmış oldu. Ocak ayı elektrik tüketiminin en yoğun olduğu zamanlardır. Şubat ayı verilerine de bakacağız ihtiyaç var mı yok mu değerlendireceğiz. 210 kw diliminde başka bir imkan var mı ona çalışacağız.
Ticarethane grubunda yer alan esnaf, zanaatkar ve küçük işletmelere konuttakine benzer ticarethane tarifesi içinde bir indirimli tarife için çalışmalara başladık. Konutta 210 kw’ın altında kalanların sayısı yüzde 64 çıktı. Ticarethaneler içinde de yararlanacakların oranının bu seviyelerde belirlenmesi olacak. Konuttaki 210 kw/h’den daha fazla olacak. Bakkal, manav, berber, kırtasiye gibi, büfeler, kahvehaneler gibi bunların büyük bir kısmı indirimli tarifeden yararlanabilir hale gelecek. 1 Mart’a kadar bu değişiklikleri tamamlayıp bitirmek istiyoruz. Düzenlemeler yapılacak, EPDK çalışmalar yapıyor. İndirimli tarifede esnafa yüzde 25 gibi indirim olacak gibi görünüyor.
Sorun elektrik üretim maliyetlerinin artması. Peki niçin arttı. Enerjide dışa bağımlı bir ülkeyiz. Doğal gazımızın yüzde 99’unu yurt dışından ithal ediyoruz, petrolün yüzde 92’si, elektrik üretiminde kullandığımız önemli bir kısmını yurt dışından ithal ediyoruz. Ürettiğimiz elektriğin yarısı dış kaynaklı olmaktadır. Doğal gaz ve kömür. Doğal gaz fiyatları son bir yılda 10 katı aşan bedelleri gördü. Sadece Türkiye değil şu anda enerjide dışa bağımlı tüm dünya ülkelerinin böyle bir sorunu var. Avrupa’da Asya pazarlarında var. Maliyetlerle yüzleşiyorlar. Akaryakıt piyasası var, ÖTV’yi almamak suretiyle 65 milyar liralık katkı sağlanmış oldu. Toplamda 100 milyar liralık bir rakamdan bahsediyoruz. Hanehalkı bazında baktığımızda 5000 liralık destek oldu. Bu yıl ne olacak? Bu yıl da bu destek miktarı bundan daha az olmayacak. Rakamlar, Hazinemizin yüklenmiş olduğu bedelin geçtiğimiz yıldan daha fazla olacağını gösteriyor. Zorunlu olarak bu artan maliyet tüketicilere de yansıdı. Tüm artış maliyetini Hazine üzerinde bıraktığımızda devletin vatandaşına her alanda yaptığı hizmet ve yatırımlar var. Eğitim, sağlık, savunma… Tamamı itibarıyla baktığımızda bütçenin tüm imkanlarını enerji sübvansiyonlarına ayırmak çok da doğru değil.
Elektrikte satış büyüklüğü 500 milyar lira, aynı oranda doğal gazda var. Elektrikte yüzde 50’sini devlet üstüne alsa 250 milyar lira eder, doğal gazda da aynı şekilde. Rakamların büyüklüğü vatandaşların dikkatini çekecektir. Sorunun kaynağı yurt dışındaki fiyat artışları. Bu böyle devam eder mi? Bizim beklentimiz fiyatların gevşeyip geri geleceği. Bu sadece enerji ürünlerinde yaşanmadı, emtialarda da oldu. Küresel anlamda gıda fiyatlarında da oldu. Yıllarca yıllık enflasyonu yüzde 1-2’yi geçmeyen Batılı gelişmiş ülkelerde enflasyon iki hanelere gidiyor, ÜFE’leri iki haneleri çoktan geçti. En kısa sürede bunu aşacağız.
Piyasada aslında 3-4 ana oyuncu var. Bir elektriğin üretim tarafıyla ilgili üretici firmalar tarafı, ürettikten sonra ana iletim hatlarına veriyoruz. Eve gelene kadar yüzlerce binlerce kilometrelik hat üzerinden bize ulaşıyor. Şehirler arası hatları TEİAŞ yönetiyor. Bu elektrik şehirlere geldikten sonra gerilim seviyesini düşürüp dağıtım şirketlerine elektriği teslim ediyoruz. Elektriğin fiziken kat ettiği yoldan bahsettim. Elektrik dağıtım şirketleri de şehir içinde elektriğin dağıtımından sorumlu şirketler. Elektriğin ticareti ne iletim ne de dağıtım tarafında gerçekleşmiyor. Aslında lojistik başka bir ifadeyle nakliyecilik yapıyorlar. Adana’dan domates yüklüyoruz, İstanbul’a gelirken karayolu, otoyol kullanıyoruz. Bu yollar için ücret ödüyoruz. Burada aslında elektriği satan perakende şirketleriyle muhatabız. Onlar elektriği üreticiden alıyorlar, şebekeleri kullanarak bizim ayağımıza kadar getirmiş oluyorlar. Biz faturayı tedarik şirketlerine ödüyoruz. Tedarikçi de elektriği üreten şirkete ve iletim dağıtım yapan şirketlere ödüyor. Tedarik tarafında da iki oyuncu var. Birisi serbest tedarikçi dediğimiz tedarikçi ve görevli tedarik şirketi dediğimiz bazı yükümlülükleri olan şirketler. Piyasa serbestleşmiş, liberal bir piyasadan bahsediyorsak siz şu anda evlerimizin bile yarısı serbest tüketici statüsünde. GSM’de operatör değiştirmek gibi. Özetle dağıtım ve iletim hizmeti yapanların EPDK mevzuatına göre yatırım ve işletme giderlerini karşılayacak şekilde bedel alıyorlar. Görevli tedarik şirketlerinin kar marjı yüzde 2,38. Enerji fiyatının üzerine koyacağı oran yüzde 2,38 dışında yansıtma yapamaz. EÜAŞ’ın fiyatlarıyla ilgili olarak. Kamunun elektrik üretimindeki payı yüzde 16-17 seviyesinde. EÜAŞ’ın ürettiği elektriği elektrik dağıtım şirketlerine veriyor. Artan kısım olursa görevli tedarik şirketlerine veriyor. Elma ile armudu kıyaslıyorlar.
3 sene önce başlattığımız program. Sosyal destekleme kapsamına alınan sosyal yardımlaşma vakıflarımız var. Bu grupta yer alan abonelere 150 kw’ya kadar olan tüketimlerini vakıflar üzerinden karşılanıyordu. Bu rakamın da toplamı 2,1 milyon haneydi. Aile Bakanlığımız şartları zorlayarak buradaki kaynaklarını artıracaklarını ve 4 milyon haneye kadar destek verebileceklerini ifade ettiler. Doğal gazla ilgili. Isınma yardımını kömür olarak yapıyorduk. Vatandaşlarımızdan kömür yerine doğal gaz alsak olmaz mı diye talepler vardı. Isınma sezonu ve yerine göre yıllık 450-1150 lira arasında bir ısınma yardımı olacak. Kış sezonuyla bağımlı olacak. Bundan da 4 milyon hane yararlanacak. Türkiye’de hane halkı sayımız 3,8. Kaba bir hesapla 22 milyon aileden bahsedebiliriz. Neredeyse yüzde 20-25’lik kısmı dar gelirli. Aile Bakanlığımız çalışma yapıyor. E-devlet üzerinden de başvurular alınabilecek.
3 Şubat günü Isparta tarihinin son zamanlarındaki kar yağışını hiç almamışlardı. İl ve ilçede bu denli bir yağış alınmadığı ifade edildi. Isparta genelinde metrekareye 89 kilogram yağış vardı. Olay olduğunda yurt dışındaydım. Döner dönmez Isparta’ya intikal ettim. Bu kadar kısa sürede 11 saat içinde yağışın olması atmosfer açık şebekelerde ciddi hasarlar oluşturdu. Yıllık 1000-1200 aralığında Isparta’da arıza kaydı alınırken bu oran 10 bine çıktı, 10 katına çıktı. 10 yılda oluşan arıza 1 günde oluşmuş oldu. Personelin buna yetişmesi mümkün değil, personel takviyesi yaptık. Süratle de il ve ilçe merkezlerinde sorunu kaldırdık. Lokal bir afet baktığımızda. Afet esnasında ne yapılabilir, sonrasında ne yapılabilir? Öncesindeki hazırlıklar yeterli miydi değil miydi? Biz bir inceleme değil, bir an önce şehri normalleştirmek için çalışmalar yaptık. Elektrik dağıtım sektörünü çağırdık acil eylem planlarının yeniden gözden geçirilmesine ilişkin uyarılarımıza yaptık, TEDAŞ dağıtım şirketi ile ilgili inceleme başlattı. Buradan çıkacak neticeye göre yetkilerin varsa eksik ve noksan noktaları tespit edilecek. EPDK’ya gönderilecek ve gereği de yapılacak.
Geçtiğimiz yıl kurak sezon geçirdik. Pandemiden hızlı kalktık, sanayimizin kapasitesi arttı, hidroelektrikte güç yarı yarıya düştü. Şu anda elektrik üretiminde ithalata bağımlılığımız geçtiğimiz yıl yüzde 50’ydi. Aslında biz yüzde 60’a yakın oranda yerli kaynaklardan elektrik üretimi yapmıştık. İklim değişikliğine bağlı kuraklık vardı. Doğal gazın payı son 3 yılda yüzde 19’dan yüzde 33’lere çıktı. Doğal gazın fiyatı da 10 kat arttığı için bu maliyetle karşı karşıya kalmış olduk. Geçtiğimiz yıl kuraklıktan dolayı doğal gaz santrallerimizde 6 milyar metreküp gaz yakmak zorunda kaldık. Kışın mevsim normallerinde seyrediyor yağış. Barajlarımızı doldurduğumuzda doğal gazı daha az kullanmış olacağız. Nihayetinde su bir hayat, onsuz yapamıyoruz. Hemen her alanımızda kullanıyoruz. Doğal gaz ve kömür fiyatlarının pandemi öncesi seviyelerine gelmesini bekliyoruz, buna ilişkin işaretler var, çok hızlı düşüş yok, ancak bir miktar gerileme var, böylece elektrik üretim maliyetlerimiz düşecektir.