Hükümetin devreye aldığı yeni ekonomi paketinin önemli maddelerden biri olan yastık altı altınların ekonomiye kazandırılmasına ilişkin yeni tedbirlerin ayrıntıları belli olurken, konuyla ilgili olarak Mücevher İhracatçıları Birliği (JTR) Başkanı Mustafa Kamar ile görüştüm. Sistemin başarılı olacağına inandığını ancak bu uygulamanın etkinliğini yavaş yavaş artıracağını söyleyen Kamar, Türkiye’de yastık altında 5 bin ton altın olduğunu, bunun da rakamsal olarak 300 milyar dolara tekabül ettiğini belirtti. Kamar, “Bunların hepsi tasarruf amacıyla alınmış altın değil, yüzde 70’i takı. İşin püf noktası burada. Bence hükümetin esas amaçlarından biri takılan takılar değil. Takı dışındaki yatırımlık külçe ve ziynet gibi sarrafiye grubu altınlar. Bu da az bir rakam değil, 100 milyar dolar” dedi.
‘Dövizde başarılı olundu’
Türkiye’de uzun zamandır gerek altın gerekse döviz mevduatlarındaki artıştan dolayı bir dolarizasyon ve altınizasyon olduğunu belirten Kamar, “Dolayısıyla hükümet bunu çözmeye çalışıyor. Bunun dövizle alakalı olan kısmında nispeten başarılı olundu ve devam ediyor gibi gözüküyor. Şu anda zaten dolardaki çözülmeleri ve mevduattaki artışları takip ediyoruz ve görüyoruz. Şimdi bunun aynısı altında da yapmak istiyorlar” diye konuştu. Türkiye’de altınla döviz arasında küçük bir fark var olduğunu, Türkiye’de özellikle altının kötü gün dostu olarak saklandığına işaret eden Kamar, “Altın, daha çok takı olarak alınır ve ihtiyaç zamanında satılır. Bu, Osmanlı’dan beri böyledir. Hatta Doğu’ya gittikçe altın kültürü bu şekildedir. Dolayısıyla Türkiye’deki yastık altındaki altınların takı ağırlıklı olması çok normaldir” dedi.
‘En kolay kısım, altın mevduatları’
Uygulamada en kolay çözülecek olan kısmın bankalardaki altın mevduatları olduğundan söz eden Mustafa Kamar, “Altın mevduatları, takı olmadığı için çok hızlı bir şekilde sisteme girecektir. Bu, işin kolay kısmı. Bir de, özellikle 2017-2020’de altına yatırım yapan iş adamları, bu altınları kasalarında tutuyor. Bunları bozdurup sisteme aktarmaları lazım” dedi. Öte yandan altın fiyatlarının dünyadaki enflasyondan dolayı yükseldiğini söyleyen Kamar, “Eğer ki, uluslararası arenada faizler yükselmeye başlarsa altın fiyatlarında bir gerileme olur. Dolayısıyla bu da hükümete destek verir. Şu anda globalde altın fiyatları sağlam duruyor, çünkü enflasyon korkusu var. Bir de Rusya-Ukrayna gerginliğinden dolayı fiyat yükseldi. Eğer bu gelişmeler dillendirilmeye başlanırsa, herkes altından kaçar, dolayısıyla yastık altındaki altının yüzde 30’u sisteme girer” diye konuştu.
‘Kuyumcu sayısı artırılmalı’
Mustafa Kamar, Türkiye’de 40 bine yakın kuyumcu olduğunu, bunun bin 500’ü ile yeni sistem için anlaşıldığını belirterek, bu rakamın artırılması gerektiğini söyledi. Kamar, “Her ilçede bankaların bir şubesinin bir kuyum mağazası gibi çalışması lazım” dedi. İşin sonunda en önemli unsurun güven olduğunu vurgulayan Kamar, “Zaten Türkiye’de güven ortamı oluştukça, enflasyon düştükçe insanlar da döviz ve altından TL’ye döner. Güven olursa döviz de altın da yuvalarından çıkar, ekonomi çarkları hızlanır. Bu, sırf Türkiye değil jeopolitik durumla da çok alakalı. Bugün Rusya-Ukrayna krizi çıktı. Turizmdeki umutlarımız tehlikede. Bu kriz biterse altının da uluslararası piyasalarda düşmeye başladığını görürüz” diye konuştu.