Bu haftanın en önemli gündem maddesi, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın (TCMB) yarın açıklayacağı bir hafta vadeli repo ihale faiz oranı (politika faizi) olacak. TCMB, faiz indirimlerine eylül ayında başlarken; aralık ayında gerçekleştirdiği toplantıyla beraber toplamda 500 baz puan indirime gitti. Banka böylelikle, politika faizini yüzde 14 seviyesine çekti. Piyasalar önümüzdeki hafta ise, ABD Merkez Bankası (Fed) Federal Açık Piyasa Komitesi’nin (FOMC) faiz kararını ve sonrasında vereceği mesajları takip edecek.
GÖZLER MERKEZ BANKASI’NIN YENİ KARARINDA
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Para Politikası Kurulu (PPK) faiz kararını yarın saat 14.00’de açıklanacak. Piyasaların genel olarak beklentisi, Merkez Bankası’nın bu ayki toplantıda faizi sabit bırakacağı yönünde olurken; bir kısım ekonomistin beklentisi ise, faiz indirimine gidebileceği yönünde bulunuyor.
SON TOPLANTIDA BU SÖYLEMLER ÖNE ÇIKMIŞTI
Merkez Bankası’nın 16 Aralık tarihinde açıkladığı kararın ardından yayımlanan politika metninde şu cümleler dikkat çekmişti:
“Kurul, politika faizinin 100 baz puan indirilerek, arz yönlü ve para politikası etki alanı dışındaki arızi faktörlerin fiyat artışları üzerinde oluşturduğu geçici etkilerin ima ettiği alanın kullanımının tamamlanmasına karar vermiştir.
Alınmış olan kararların birikimli etkileri 2022 yılının ilk çeyreğinde yakından takip edilecek ve bu dönemde fiyat istikrarının sürdürülebilir bir zeminde yeniden şekillenmesi amacıyla geniş kapsamlı politika çerçevesi gözden geçirme süreci yürütülecektir.”
FAİZLERDE DEĞİŞİKLİĞE GİDİLMESİNİ BEKLEMİYORUZ
Seda Yalçınkaya Özer – İntegral Yatırım Araştırma Müdürü
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın (TCMB) son Para Politikası Toplantısından bu yana ekonomi dinamiklerini değiştiren önemli gelişmeler oldu. Bununla birlikte aralık ayını yansıtan enflasyon rakamı yüzde 36 gelerek enflasyonist sürecimizin devam ettiğine işaret etti. Muhtemelen bu, aldığımız en yüksek enflasyon rakamı olmayacak. Ocak ayını yansıtacak enflasyon rakamının pik yapması eklentisi var. Biz böyle bir süreçte yüzde 22 negatif reel faiz veriyoruz.
Yarın açıklanacak faiz kararında faizlerde herhangi bir değişikliğe gidilmesini beklemiyoruz. Özelikle kur korumalı mevduat sistemi geçişi için biraz daha zaman tanınacağını düşünüyoruz. Şayet faiz indirim sürecine devam edilmesi halinde DolarTL için olumsuz bir süreç olabilir ve 14 TL seviyesinin üzeri zorlanabilir. Borsa İstanbul’da ise, getiri arayışı açısından olumlu olacağından yükseliş eğilimi hız kazanabilir.
FAİZ İNDİRİMİ ÇIKMA OLASILIĞI YÜKSEK
Murat Özsoy – Biz Finansal Danışmanlık Kurucu Ortağı
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın her Para Politikası Kurulu toplantıları elbette çok önemlidir ve piyasa tarafından her zaman merakla beklenir. Yarınki toplantı, öncekilere göre şu açıdan biraz farklılık arz ediyor. Şu anda piyasada geçerli olan faizler -ki bunlara 10 yıllık tahvil faizleri ve Bankalar tarafından kredilere uygulanan faizleri koyabiliriz- yüzde 14 olan politika faiz oranına göre oldukça yukarıda seyrediyor.
Açıkçası politika faiz oranının aşağıya çekilmesi gibi bir durum söz konusu olursa bunun piyasadaki faizleri aşağıya çekmek hususunda önemli bir faktör teşkil etmesinden şüpheliyim. Ancak sanıyorum ki bu konuda yine bir deneme yapılması ve faizin aşağıya çekilerek piyasada oluşan yüksek faiz ortamının aşağıya çekilmesine çalışmak gündemde olacaktır. Bu nedenle piyasanın geneli Merkez Bankası’nın yarın pas geçmesini beklerken ben bir indirim kararı çıkmasını bekliyorum.
Bu beklentime baz teşkil eden iki durum var. Bunlardan bir tanesi TL’nin karşısında son günlerde stabil bir konuma geçmiş olması. Diğeri ise, faiz indiriminin kuru yükseltmesi halinde, yukarı yönlü atakların ekonomi yönetimi tarafından açıklanacak ilave önlemler ile bastırılabileceği ve her seferinde yüksek faiz ortamının desteklenmediği vurguları.
Dolayısıyla benim kanaatime göre ekonomi yönetimi kurda stabilizasyonu sağladıktan sonra artık odağını finansal maliyetleri indirmeye ve enflasyonu düşürmeye doğru çevirdiği için ve enflasyonu düşürmenin yolunun da faizi düşürmekten geçtiğini her fırsatta söylediği için sanıyorum ki yarınki toplantıdan bir faiz indirimi çıkma olasılığı sabit bırakma olasılığından daha fazla.
İlave bir argüman olarak da şunu öne sürebilirim. 2022 yılının mart ayı ile birlikte ABD Merkez Bankası (Fed) önderliğinde küresel merkez bankalarının da faiz artışlarına geçmesi beklendiği için ve öyle bir ortamda faizi indirmenin Merkez Bankası açısından çok daha zor olacağı için bu toplantı Merkez Bankası’nın faizi düşürmek için belki de bu yıl elindeki son fırsat olacak. Tüm bu resme baktığımda ve genel bir değerlendirme yaptığımda Merkez Bankası’nın yarın faizlerde bir indirime gidecek olması daha ağır senaryo olarak karşıma çıkıyor.
Tüm bunlara ilaveten yarınki toplantı sonucunda piyasanın asıl odağının faiz kararından çok basın açıklama metninde Merkez Bankası’nın bundan sonraki dönemde nasıl bir para politikası izleyeceğine dair ifadeleri aramak olacağını düşünüyorum.
“KUR DA FAİZ DE DÜŞECEK”
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, dün Arnavutluk temaslarının ardından gazetecilerin gündemdeki gelişmelerle ilgili sorularını yanıtlarken şu değerlendirmede bulunmuştu:
“Öncelikle kur korumalı mevduata vatandaşlarımızın teveccühü bizleri memnun ediyor. kurlarındaki oynaklığın azalmasından ve istikrarın devamından gayet memnunuz. Finansal piyasalardaki istikrarın devamına ve TL’ye olan ilginin artmasına yönelik ilave çalışmalarımız sürüyor.
Diğer taraftan biliyorsunuz benim bir iddiam var; “faiz sebep, enflasyon neticedir.” Nitekim de neticesi, kendini gösteriyor. Enflasyon, düşüşe girmiştir, girecektir. Bu bir defa kesin. 20 Aralık burada bir dönüm noktası oldu. Enflasyonun gerilemesini beklemek, milletimin hakkıdır, bizim de hedefimizdir ve bunu zaten başaracağız. Ama faizde de artık düşüşler başladı. Bir ara biliyorsunuz 12’ye falan geldi, hatta daha aşağıya da geldi. Sonra tekrar bir çıkış yaşandı. Fakat bunu da aşağıya çekeceğiz. Bu da ekonomideki şartlara göre şekillenecek. Çünkü bu öyle bir durum ki, hep söylediğim gibi, dere yatağında akar. Burada da aynen bu durumu yakalayacağız. Yavaş yavaş, kademeli bir şekilde, aceleci olmadan kur da düşecek, faiz de aynı şekilde düşecek ve 2022 bizim en parlak yılımız olacak inşallah. 2023’e de zaten böyle gireceğiz. Bu enflasyonun da düşüşünü getirir, enflasyon düşecek.”