Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Derya Yanık, Avrupa’nın 100-120 yılda yaşadığı yaşlanma hızını Türkiye’nin 20-25 yılda tamamlayacağına işaret ederek, “Yaklaşık 4-5 kat hızlı yaşlanıyoruz. Dolayısıyla önümüzdeki süreçte huzurevlerine, yaşlı bakım ve rehabilitasyon merkezlerine daha çok ihtiyacımız olacak. Huzurevinde kalan yaşlılarımıza terk edilmiş, unutulmuş, kimsenin istemediği yaşlılar muamelesi yapmanın manası yok.” dedi.
Bakanlığa bağlı bir kuruluşta gazetecilerle bir araya gelen Yanık, Bakanlık gündemine ilişkin değerlendirmelerde bulundu, soruları yanıtladı.
Bir gazetecinin boşanma sonrası nafaka ödemelerine yönelik Adalet Bakanlığı ile yürütülen çalışmada gelinen aşamayı sorması üzerine Yanık, çok uzun zamandır tartışmaları takip ettiklerini belirtti.
Yanık, “Eğer ortada bir problem varsa bunun çözümünü sağlamamız gerekir fakat, Bakanlığın bilgisinin çok dışında birtakım yorumlar ve tahminler konuşuluyor. Bakanlıklar olarak her zaman çalışma alanlarımıza giren konularla alakalı her türlü çalışmayı yaparız. Bu ayrı bir şey ama nafaka konusuyla alakalı verilmiş bir karar ve yapılmış nihai bir değerlendirme yok.” diye konuştu.
Bakanlık bünyesinde Aile ve Toplum Hizmetleri Genel Müdürlüğünün bulunduğunu anımsatan Yanık, şöyle devam etti:
“Ne ailenin ne kadınların edindikleri müktesep haklarını kaybedecekleri bir yeni düzenlemeye kapı aralamayız. Bunu bir defa peşinen ifade etmemiz lazım. Boşanma, boşanmaya bağlı sonrasındaki mali ve ekonomik haklarla ilgili süreç içerisinde her zaman yeni düzenlemeler olur. Hukuk dinamiktir, hukuku bir yere çakamazsınız. Burada asıl olan şey, bu yeni durumun hakkaniyeti, tarafların haklarını, hak temelli edinimlerini kaybetmemeleri ve dengeli bir durum olmasıdır. Bu konuyla alakalı verilmiş bir karar, çizilmiş çerçeve yok, onu özellikle ifade etmek isterim.”
“376 sosyal hizmet merkezinde şiddetle mücadele irtibat noktaları var”
Bakan Yanık, 2021 yılında kaç kadın cinayeti olduğu, kadın sığınma evlerinden yararlanan, hakkında uzaklaştırma kararı verilen ve elektronik kelepçe takılanların sayısının sorulması üzerine, geçen yıl toplam kadın cinayeti sayısının 307 olduğunu söyledi.
Kadın konukevlerine gelen kadınların tamamının şiddet öyküsüyle başvurmadığının altını çizen Yanık, “Geçen yıllarda yüzde 53-54 bandında ağırlıklı olarak barınma ihtiyacı nedeniyle gelen kadınlar vardı, geriye kalan da şiddet öyküsüne bağlı idi. Bu sene yüzde 50-50’ye yakın.” diye konuştu.
Bakan Yanık, 81 ilde 81 Şiddet Önleme ve İzleme Merkezi bulunduğunu hatırlatarak, buradan geçen yıl 256 bin kadının, 23 bin erkeğin ve 17 bin çocuğun hizmet aldığını bildirdi. Çocukların bireysel değil anneleri ile gelen çocuklar olduğunu anımsatan Yanık, “376 sosyal hizmet merkezinde de şiddetle mücadele irtibat noktaları var.” dedi.
Elektronik kelepçe uygulamasının devam ettiğinin altını çizen Yanık, “Şu ana kadar elektronik kelepçe olup da bir şekilde o şiddetin tekrarlandığı örnek yok, bu çok önemli.” dedi.
“Sebepleri ve sonuçları üzerine düşünmemiz lazım”
Fırat Üniversitesi Tıp Fakültesi öğrencisi Enes Kara’nın ölümüne ilişkin değerlendirmesi sorulan Yanık, bunun için çok üzgün olduğunu söyledi.
Yanık, “Çok genç ve yetenekli biri, çok çok üzgünüm. Allah rahmet eylesin, ailesine, arkadaşlarına ve tüm sevenlerine de sabırlar versin. Orada şuna dikkat etmemiz lazım. Gençlerimiz ya da herhangi bir birey için intiharın bir sorun çözme biçimi olmadığını altını çizerek ifade etmemiz lazım.” dedi.
Yanık, sözlerine şöyle devam etti:
“Enes Kara’nın vefatından sonra onunla ilgili yazılan, yapılan yorumlara bakınca açıkçası, ‘bir öykünme tetiklemesi yapar mı?’ diye endişe etmedim değil. Aileler açısından baktığımızda tipik bir iletişimsizlik sıkıntısını görüyoruz. Bizim çalışmalarımızda, aile eğitim programlarımızda, Bakanlığın genel olarak sosyal hizmet başlığı altındaki faaliyetlerinin tamamında aile içi iletişim ve toplumsal iletişimin ne kadar önemli olduğu vurgulanıyor ve buna yönelik çalışmalarımızı da yoğunlaştırıyoruz. Başka pek çok şeyi konuşabiliriz, tartışabiliriz ama iki önemli durum var. Genç bir çocuk öldü ve bir iletişim problemi olduğu düşünülüyor. Bazı durumlar siyasetin, politik duruşlarımızın, ideolojik kamplarımızın çok dışındadır, bunlara malzeme edilemeyecek kadar kıymetlidir. Hayat hakkı bunlardan biridir. Enes Kara ve benzer olayları değerlendirirken, hepimizin ideolojileri, dünya görüşü vardır, bu da çok normaldir ama bütün bu kimlikleri bir yana bırakıp, bu kıyafetleri bir yana bırakıp insan ve bu toplumun bir ferdi olarak bakmak zorundayız.
Maalesef Enes Kara’nın da bu tartışmanın bir aracı haline getirildiğini görüyorum, ondan da son derece üzgünüm. Ortada çok genç ve pırıl pırıl bir çocuk var ve hayatına son vermiş. Bunun sebepleri ve sonuçları üzerine düşünmemiz lazım. Bu nedenle çok üzgünüm.”
Bir gazetecinin, “Enes Kara’nın kardeşleri için aile ile temasa geçilecek mi?” sorusuna Yanık, “Arkadaşlarımız, gerekli incelemeleri, takipleri yapıyorlar. Eğer bizim Bakanlık olarak müdahil olmamızı gerektiren bir durum varsa, gerekli desteği, incelemeleri ve çalışmaları yaparız. O anlamda hiç kuşkuya yer kalmayacak kadar net ifade etmiş olayım.” yanıtını verdi.
“400’ün üzerinde yeni kooperatifi kurdurduk”
Kadın kooperatiflerinin desteklenmesine yönelik de açıklama yapan Yanık, Bakanlık olarak fon ve finans sağlayan bir noktada olmadıklarına işaret etti.
Yanık, daha çok farkındalığı artıran ve organizasyonu yapan taraf olduklarını anlatarak, “Bu alanda yaptığımız çalışmalarda çok büyük bir ivme kazandık. 2020’de başladığımız ve 2021’de yoğunluk kazanan çalışmalarımızda 400’ün üzerinde yeni kooperatif kurdurduk.” bilgisini verdi.
“Bu süreçte biraz dikkatli olmak lazım”
Avukat Dilara Yıldız’ın eski nişanlısı tarafından öldürülmesiyle ilgili bir soruyu Yanık şöyle yanıtladı:
“Uzaklaştırma kararı var. Bir şekilde bir araya gelmişler. Arkadaşlarımız gerekli çalışmayı yapıyor. Haberlerde yer alan bilgi akışında birtakım boşluklar olduğunu düşünüyorum. Tabii bu biraz hukukçu refleksi. Hikayenin kendi bütünlüğü içerisinde eksik kalan bir yer var. Biz üzerimize düşeni yapacağız o ayrı ama tedbir kararlarında bazen insanlar bir şekilde tekrar şans vermek gibi takdir haklarını kullanıyor. Bu süreçte biraz dikkatli olmak lazım. İnsanları tedbir kararı, uzaklaştırma kararı aldıracak kadar tehdit eden süreç hemen sona ermiyor.”
“Yaklaşık 4-5 kat hızlı yaşlanıyoruz”
Bakan Yanık, bir soru üzerine Türkiye nüfusunun çok hızlı biçimde yaşlandığına işaret ederek, şu bilgileri verdi:
“Bu konuda geri döndürülemez ölçeği geçtik. Sayın Cumhurbaşkanımızın ‘en az üç çocuk’ tavsiyesinin arkasında çok esaslı bir araştırma var. Biz şu an özellikle kara Avrupası’nın 100-120 yılda yaşadığı yaşlanma hızını 20-25 yılda tamamlayacağız. Yaklaşık 4-5 kat hızlı yaşlanıyoruz. Dolayısıyla önümüzdeki süreçte huzurevlerine, yaşlı bakım ve rehabilitasyon merkezlerine daha çok ihtiyacımız olacak. Hayat değişiyor, çekirdek aile formu değişti. Onun için huzurevinde kalan yaşlılarımıza terk edilmiş, unutulmuş, kimsenin istemediği yaşlılar muamelesi yapmanın manası yok. Bu bakış açısını ve dili değiştirmemiz lazım.”
Bakanlık olarak 30 Haziran’ı Koruyucu Aile Günü olarak ilan ettiklerini anımsatan Yanık, 2022’de koruyucu aile konusuna daha da yoğunlaşmak istediklerini sözlerine ekledi.