Mobilya sektörünün çatı kuruluşu Mobilya Dernekleri Federasyonu (MOSFED), yönetim kurulu toplantısını gerçekleştirdi. Sektör sorunlarının ele alındığı toplantıda hammadde fiyatlarında minimum yüzde 30 oranında indirim yapılması gerektiğine dikkat çekildi.
Toplantıda konuşan MOSFED Başkanı Ahmet Güleç, hammadde fiyatlarının 2020’den bugüne yüzde 50 ila yüzde 100 oranında arttığını söyledi. Sektörün kullandığı ahşap, metal, cam, sünger ve tekstil gibi birçok ara üründe ciddi fiyat artışlarının yaşandığını belirten Güleç, “Sektörümüz, 2020’den günümüze kadarki dönemde hammaddede yaklaşık yüzde 50’lik fiyat artışı gördü. Bazı kalemlerde yüzde 100 aşkın zamlarla karşılaştık. Dolayısıyla tedarikçilerimizden hammadde ve tedarik zincirindeki tüm ürünlerde en az yüzde 30 civarında indirim bekliyoruz.” ifadelerini kullandı.
“Katma değerli üretim için hammaddeye ihtiyacı var”
Mobilya sektöründe, hammadde ve üretimde kullanılan birçok ara malın döviz üzerinden hesaplandığını söyleyen Güleç, “Tedarikçilerimiz dövizde yaşanan artışlarla birlikte fiyatlarda yukarı yönlü güncellemeyi son derece hızlı bir şekilde uyguluyor. Ancak aynı hassasiyeti yaşanan düşüşlerde göremiyoruz. Mobilya sektörü olarak çok fazla KOBİ’miz var ve sektör olarak tedarikte büyük ölçekli firmalarla çalışıyoruz. Ancak artan fiyatlarla birlikte üretim ve tasarımda yakaladığımız ivmeyi sürdürememekten çekiniyoruz. Ancak şunu çok iyi biliyoruz; sektörümüz, dünya pazarından istediğimiz payı almak için var gücüyle çalışıyor. Bu noktada Ar-Ge destekli tasarıma önem vererek katma değerli ürünler üretebilmesi için hammaddeye ihtiyacı var.” şeklinde konuştu.
“Herkes bu dönemde üzerine düşeni yapmalı”
Sektör olarak bugün cam, tekstil, kimya, metal gibi birçok sektörle bütünleşik bir yapıda olduklarını ve her sektörün üretimine katma değer sağladıklarını kaydeden Güleç, şöyle konuştu: “Yaşanan artışların geri çekilmemesiyle yeni ürün ve tasarıma uzak duran üreticimizle sadece sektörümüzde değil tüm saydığımız sektörler de olumsuz yönde etkileniyor. Tüm sektör temsilcilerimizin bu dengeyi gözeterek hem kendi sektörleri hem de ülkemiz için fiyatlardaki artışı, geri çekmesi gerektiğini düşünüyorum. Tedarikçilerin uyguladığı sürekli artış yönlü fiyat uygulamasıyla hem sektör içinde hem de küresel anlamda krizi fırsata çeviren bir algı oluştuğunu da düşünüyoruz. Bu durum bugün yönetilebilir olsa da uluslararası dev şirketlerin üretimini Türkiye’ye kaydıracağı gibi gelecekte, tedarikini de global şirketlerden karşılamayı düşünecektir. Böylece rüzgar tersten esecek ve belki yerel üreticilerimiz ham madde tedarikini daha uygun olacağı için globalden karşılayacaktır. Bunların olmaması, sektörümüzün, yerli ve milli kaynaklarla üretim, istihdam ve ihracatına katkılarını artırması için çalışandan tedarikçisine, üreticisinden kullanıcısına kadar herkes bu dönemde üzerine düşeni yapmalı diye düşünüyorum.”