H. Bader ASLAN
Geçen haftanın ekonomi gündemini büyük oranda yılın ikinci yarısında asgari ücretin ne olacağı belirledi ve Cuma günü Sayın Cumhurbaşkanı, yüzde 30 zam ile net asgari ücretin 5500 TL olarak belirlendiğini duyurdu.
Asgari ücretin ne olduğu ve ne kadar zam yapılacağı, enfl asyon ve hayat pahalılığı nedeniyle her zamankinden önemli bir hale geldi ama konunun tek boyutu bu değil. Gelin asgari ücretin neden önemli olduğunu beş başlık altında özetleyelim…
1-ENFLASYON VE HAYAT PAHALILIĞI
Asgari ücret tespiti Türkiye için sadece bu yıl değil, her yıl önemli bir süreç. Ama bu yılı öncekilerden önemli kılan özel bir durum var. Çok değil, geçen Kasım ayında yüzde 21 olan enfl asyon, sadece altı ay içinde yüzde 73,5’e yükseldi. Bu sabah Haziran verisi açıklandığında daha yüksek bir oran göreceğiz. Gıda ve enerji başta olmak üzere pek çok ürünün fiyatı moral bozucu derecede yükseldi. Gıda enfl asyonu, manşet enfl asyonun çok daha üzerinde. Yani asgari ücret ile geçinenler ve düşük gelirliler, enfl asyonu diğer gelir gruplarından daha sert hissediyor.
Bu grafik 2020 başından bu yana yaşanan enfl asyonu ve asgari ücret düzeyini gösteriyor. Her ikisinin de 2020 başında 1 olduğunu varsayalım. 2020 boyunca ücret sabitken enfl asyon yükselmeye devam ediyor ve asgari ücretliler bir refah kaybı yaşıyor (1 ile işaretli kısım). 2021 başında yapılan zamla bu refah kaybı gideriliyor hatta yapılan zammın getirdiği ek refah üç ay boyunca enfl asyonun üzerinde kalıyor. Ancak 2021’in son döneminde birden enfl asyon hızlanıyor ve 2 ile işaretli kısımda gördüğünüz ölçüde refah kaybı yaşanıyor. 2022 başında yapılan zam ile bu kayıp karşılansa da iki ay içinde etkisi ortadan kalkıyor. Bu yılın ilk yarısında fiyatlar hızla yükselmeye devam ettiği için yıl ortasında geçen haftaki zam yapılıyor.
2-ASGARİ ÜCRETİN YAYGINLIĞI
Asgari ücretin Türkiye için önemli olmasının ikinci nedeni, asgari ücret ve buna yakın ücret alanların sayısının yüksek olması. Asgari ücret çalışan nüfusumuzun küçük bir kısmı tarafından kazanılan bir ücret olsa, bu kadar önemli olmayabilirdi. Ama farklı göstergeler çalışan nüfusun çok önemli bir bölümünün emeğinin karşılığı olarak asgari ücret aldığına işaret ediyor. Türkiye’de çalışan sayısı 30 milyon 371 bin. Bunların yarıya yakın bir kısmının asgari ücret, asgari ücretin bir miktar altı ya da bir miktar üstünde ücret kazancı olduğu tahmin ediliyor.
3-ÜLKEDEKİ ÜCRET YAPISI
Türkiye’de ücretli çalışanlar hakkında yapılabilecek bir tespit ise şu: Asgari ücret ve diğer ücretler arasında yaygın kopukluk yok. TÜİK’in Kazanç Yapısı Araştırması’na göre asgari ücretliler, ülke genelinde ücretli çalışanların yaklaşık yarısı kadar gelir elde ediyor.
Ortanca ücret seviyemiz de bunu teyit ediyor. Ortanca ücret, ülkedeki tüm ücretler düşükten yükseğe doğru sıralandığında tam ortada kalan ücret seviyesini gösterir ve ülkedeki asgari ücretin diğer ücretlerden ne kadar farklılaştığını anlamamıza yarar. Oranın yüksek olması asgari ücretin, diğer ücretlere yakın bir düzeyde olduğu, düşüklüğü ise uzak olduğu gibi yorumlanır. Türkiye’de asgari ücretin ortanca ücrete oranı son derece yüksek. OECD’nin 2020 verilerine göre yüzde 69 ile Kolombiya, Şili ve Kosta Rika’dan sonra dördüncü sırada geliyoruz. Son yıllarda oran hep bu civarda dalgalanıyor. Yani Türkiye’de asgari ücret, genel olarak diğer ücretlere çok yakın.
4-ASGARİ ÜCRET ARTIŞININ BİR REFERANS OLMASI
Dördüncüsü, asgari ücrete yapılacak artış oranı, sadece asgari ücreti ve asgari ücretlileri etkilemiyor. Pek çok işletmedeki asgari ücretliler dışında çalışanların ücret artışları da buna göre belirleniyor. Ayrıca, bazı meslek gruplarının fiyat tarifeleri de asgari ücret artışı ile paralellik gösteriyor. Bunun yanında, işsizlik ödenekleri ve sosyal güvenlik primlerinin alt ve üst sınırları da asgari ücrete göre değişiyor. Yani asgari ücretin ne olacağı, sadece asgari ücretlilerin değil, diğer çalışanların, işverenin, sigorta şirketlerinin, ev sahiplerinin, vb. de sorunu.
5-VERGİ GELİRLERİ
Türkiye’de toplam vergi gelirlerinin aşağı yukarı 4’te birini gelir vergisi oluşturuyor. Bunun da çok büyük kısmı ücretlilerin kazançlarından alınan gelir vergisi oluşturuyor. Ücretlilerin yarıya yakınının asgari ücretli olduğu mevcut durumda, asgari ücret artışı aynı zamanda devletin vergi gelirlerinin de artması anlamına geliyor.