En basit şekliyle bir işletmede, satış bütçesi, insan kaynakları bütçesi, hammadde ve yarı mamul bütçesi, genel giderler bütçesi, ambalaj bütçesi gibi her birim belirli bir dönem için gelir ve giderlerini belirlemeye çalışırlar. Ve bütün bunların birleşimiyle işletme bütçesi oluşacaktır. Bütçe bildiğiniz gibi tahmin demektir. Yapılan bu tahminlerin tutması en ideal olanıdır.

İşte devlet bütçesi de hükümete bağlı tüm birimlerin yani bakanlıkların bütçelerinin birleştirilmesi ile devlet bütçesi oluşmaktadır. Örneğin hazine ve maliye bakanlığı yıl içinde ne kadar vergi toplanacağını, ulaştırma bakanlığı ülkede yapılacak yol,köprü,tünel gibi ulaşım yatırımlarının ne kadar olacağını, turizm bakanlığı ülke turizmi için yapılacak yatırım bedellerini, tarım bakanlığı  izlenecek politika gereği yapılacak destekleri, içişleri bakanlığı ülke güvenliği için yapılması gereken işlemleri, aile bakanlığı yapılacak sosyal yardım, tesis gibi giderleri belirledikten sonra (diğer bakanlıklar da aynı şekilde ) bu veriler birleştirilerek devlet bütçesi strateji ve bütçe başkanlığı birimi tarafından oluşturulmuş olur. Yukarıda bahsettiğim gibi bütçe tahmin anlamına geldiğinden her zaman veriler gerçekleşmeyebilir. Özellikle deprem, su baskını, yangın gibi doğal afetler, savaşlar gibi nedenlerden dolayı bütçe açığı oluşabilir. Bu durumda hükümet ek bütçeye gereksinim duyabilir. Ek bütçe ise zam ve vergi demektir. Çünkü devletin gelirleri vergi ve kamu iktisadi teşebbüslerinden elde edilen gelirlerdir. Geçen yıl yaşadığımız deprem felaketini unutmamız mümkün değildir. Afet sonucunda depremzedelere verilen hizmetler, yapılan ve yapılmakta olan sosyal konutlar, yiyecek içecek yardımları gibi giderler bütçe açığının doğmasına sebep olmuş ve doğal olarak 1 trilyon 100 bin TL lik ek bütçe ihtiyacı doğmuştur. Dünyanın en büyük ülkesinde olsa bile yaşanan bu felaket sonucunda ekonomik olarak baş edebilmek kolay bir işlem değildir. Ekonomik olarak mutlaka olumsuzluklara sebep olacaktır. Bugün yaşadığımız yüksek enflasyonun sebeplerinden biri de budur.

Devlet bütçesi her yıl sonuna yaklaşılırken meclise sunulur ve onaylanır. Dolayısıyla önümüzdeki süreçte mecliste bütçe tartışmalarını, verilerini yazılı ve görsel basından izleyeceğiz. Genellikle muhalefet partileri yapılan oylamaya ya katılmazlar ya da kabul oyu vermezler. Bunun sebebini anlamak mümkün değildir. Devlet vatandaşına hizmet götürebilmek için her türlü yatırımı yapacak, her türlü sosyal yardım ve tesisleri açacaktır. Bunun için tabii ki bir gider sözkonusudur. Bunlara karşı çıkmak için herhangi bir sebep olamaz.

VOA Türkiye’den aldığım 2024 bütçe bilgileri aşağıdaki gibidir.

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz’ın yüzde 4’lük büyüme ve yüzde 6,4’lük bütçe açığı hedefiyle 11 trilyon 89 milyar lira olarak açıkladığı Türkiye’nin 2024 yılı bütçe teklifi TBMM’ye sunuldu.

Parlamentoda 2024 yılında uygulanacak bütçe üzerine görüşme maratonu Cumhurbaşkanlığı adına Yılmaz’ın sunumuyla 20 Ekim Cuma günü TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda başlıyor. Her bütçe döneminde olduğu üzere iktidar ile muhalefet arasında Türkiye’nin hangi kalemlere, kurumlara bütçesini hangi oranda aktarmayı tercih ettiği üzerinden tartışmalar yaşanması bekleniyor.

Cevdet Yılmaz, Türkiye’nin 2024 yılı bütçesinin “AKP iktidarındaki 22’nci ve Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin ise 6’ncı bütçesi olduğunu” anımsatarak, 2024 yılında “dirençli şehirler, dirençli ekonomi ve dirençli toplum” yaklaşımıyla ekonomik büyüme sağlanacağı iddiasını paylaştı.

Dünkü bütçe tanıtımında Türkiye’de 2022 yılı ve ardından 2023 yılında devam eden döviz kuru artışına değinmediği gözlemlenen Yılmaz, enflasyon içinse “küresel ölçekte sorun” yorumunu yaptı ve “tek haneli enflasyon hedefiyle 2024 yılında enflasyonda düşüş sağlanacağını” söyledi. AK Parti iktidarında Türkiye’nin düzenli şekilde “ekonomik büyüme” gösterdiğini kaydeden Yılmaz, 2023 yılında 6 Şubat depremi sürecine rağmen “üretim ve ihracat” ile ekonomik canlanma ivmesini koruduklarını anlattı.

Cevdet Yılmaz, geçtiğimiz yıl o dönemki Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay’ın, yüzde 5’lik büyüme hedefi koyduğu Türkiye’nin 2023 yılı bütçesi sonu itibariyle yüzde 4,4’lük büyüme gerçekleştireceğini de açıkladı. Oysa Oktay, Türkiye’nin 2023 yılı bütçesini yüzde 5’lik ekonomik büyüme ve sadece yüzde 3,5’luk bütçe açığı hedefiyle 4 trilyon 470 milyar lira olarak açıklamıştı.

Şimdi Yılmaz, Türkiye’nin 2024 yılında 11 trilyon 89 milyar lira giderleri olmasına karşın 8 trilyon 437 milyar 100 milyon lira gelirleri olduğunu dolayısıyla yüzde 6,4’lük bütçe açığı olacağını açıkladı.

Türkiye’nin bütçe gelirinde vergiler ağırlığını koruyor mu?

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz’ın açıkladığı 2024 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi bugün TBMM’ye sunuldu. TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu görüşme takvimi de oluşturuldu.

Yılmaz’ın sunacağı 2024 yılı bütçe teklifi detaylarına bakıldığında; ekonomik büyüme hedefine rağmen işsizlik oranında artış ve yüzde 10,3 seviyesi beklentisi göze çaptı.

Türkiye’nin 2024 yılı bütçe teklifi itibariyle “Gelirler nasıl elde edilecek?” diye bakıldığında; “Gelir vergisi 1 trilyon 188,9 milyar lira, kurumlar vergisi 1 trilyon 275,7 milyar lira, katma değer vergisi 2 trilyon 497,7 milyar lira, özel tüketim vergisi 1 trilyon 403,9 milyar lira, diğer vergi gelirleri 1 trilyon 41,5 milyar lira ve vergi dışı gelirler 1 trilyon 29,4 milyar lira” olarak öngörüldü. Dolayısıyla Türkiye’nin bütçesinde halkın vergi yüküne bağlı şekilde gelir beklentisi söz konusu.

Keza Türkiye’nin 2022 yılı bütçesinde 1 trilyon 750 milyar 957 milyon liralık harcama için yine vergiler ağırlıklı 1 trilyon 472 milyar 583 milyon TL gelir beklentisi vardı. Yine 2023 yılı bütçesinde 4 trilyon 470 milyar harcamaya karşılık vergiler ağırlıklı 3 trilyon 810 milyar lira gelir hedefi vardı.

Şimdi Yılmaz’ın gelecek yıl için bütçe açığı hedefi yüzde 6,4 olsa da bunun döviz kuru ve altın fiyatındaki dalgalanma ve olası enerji fiyatlarındaki artış ile Türkiye’nin 2024 yılında daha fazla bütçe açığı olup olmayacağı merak konusu. Dolayısıyla yeniden 2024 yılı ortasında ek bütçe ve dolayısıyla vergilerde artış gündeme gelebilir mi sorusu söz konusu.

Bu yıl ek bütçe ihtiyacı ile birlikte AK Parti iktidarı, taşıtlar, elektronik cihazlar, alkollü içecekler gibi pek çok günlük hayatta kullanılan üründe uygulanan Özel Tüketim Vergisi (ÖTV) oranlarında artışlar yapmıştı. Örneğin ilave Motorlu Taşıtlar Vergisi (MTV) alınması kararı alınmıştı.

Türkiye 2022 ve 2023 yıllarında ek bütçeye nasıl ihtiyaç duydu?

Türkiye Cumhuriyeti’nin 2023 yılı bütçesinde, 2022 yılında olduğu üzere gelir-gider kalemlerindeki uçurum büyüdüğü için geçtiğimiz temmuz ayında ek bütçe yasalaştı. Ek bütçeye neden ihtiyaç duyulduğu konusunda gerekçe, 2022’de “küresel enflasyon kaynaklı enerji maliyetleri ve personel giderlerinde artış” iken 2023’de “deprem felaketi süreci” oldu.

Türkiye’nin ek bütçe ihtiyacı duyduğu 2022 yılı ve bu yıl, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Faiz sebep, enflasyon sonuçtur” yaklaşımıyla Merkez Bankası’nın (TCMB) politika faizini tek haneli orana düşürmesi politikası gündemdeydi. Hazine ve Maliye Bakanlığı koltuğunda Nureddin Nebati ile Merkez Bankası koltuğunda Şahap Kavcı oğlu görevdeyken Erdoğan’ın talebiyle TCMB’nin politika faizini düşürme politikası izlendi. Bu kapsamda, 2021 ve 2022 yıllarındaki hamleler ile birlikte Şubat 2023 itibariyle TCMB’nin politika faizi yüzde 8,5’a düşürüldü.

Türkiye’deki ekonomi politikası açından; Mayıs seçimlerinin ardından yeni hükümetin kurulmasıyla birlikte haziran ayında Gaye Erkan’ın başkanlığına getirildiği TCMB, “Erdoğan’ın bilgisi dahilinde” 6,5 puanlık artış ile politika faizini yüzde 15’e çıkarttı. Son olarak Eylül ayında politika faizi yüzde 30 oldu. Dolayısıyla Erdoğan’ın “Faiz sebep, enflasyon sonuçtur” görüşüyle Eylül 2021 itibariyle uygulanmaya başlanmış olan TCMB’nin politika faiz oranında tek hane hedefi rafa kalktı.

Erdoğan, Mart 2021’de politika faizini 19’a çıkarması üzerine kamuoyu önünde sert sözlerle yüklendiği Naci Ağbal’ı TCMB Başkanlığı görevinden almıştı ve ardından göreve getirdiği Şahap Kavcıoğlu faiz düşürme politikası izlemişti.

Türkiye 2024 yılı bütçesini hangi kalemlere harcamayı öngörüyor?

Cevdet Yılmaz’ın açıkladığı bütçe kanunu teklifi detaylarına bakıldığında; Türkiye’nin 2024 yılında savunma ve güvenlik alanında 1 trilyon 133 milyar 500 milyon lira harcama yapması öngörüldü. Eğitim için 1 trilyon 615 milyar lira, sağlık için 1 trilyon 650 milyon lira ve sosyal yardımlar için 497 milyar lira bütçe ayrıldı. Tarım sektörüne ise sadece 384 milyar lira ödenek planlandı.

2024 yılında personel giderleri için toplam 2 trilyon 865,9 milyar lira, mal ve hizmet alım giderleri içinse 669,8 milyar lira öngörüldü.

Bütçe giderleri dağılımında 1 trilyon 254 milyar lira ise “faiz” kalemi için hesaplandı.

Teklifteki bu verilere göre, Türkiye’nin ülke savunması amacıyla 2024 yılında harcayacağı tutardan biraz daha fazla faiz harcaması yapacak olması dikkat çekti.

Yukarıdaki bilgilere göre sadece vergi gelirleri %72,7 oranında artacaktır. Yıl sonunda belirlenecek olan yeniden değerleme katsayısına göre vergi ve harçlara yüksek oranda zam geleceği aşikardır.

Kaynak: VOA

ZAFER ÖZCİVAN

Ekonomist-Yazar