En basit tanımıyla gelir dağılımı, ülkelerin milli gelirinin toplumla paylaşılması anlamına gelir. Millî gelir, bir ülkede üretilen mal ve hizmetlerin toplamı demektir. Fert başına milli gelir ise milli gelirin toplam nüfusa bölünmesi ile elde edilir.
Gelir dağılımı ülkelerin gelişmişlik düzeyi ile doğru orantılıdır. Yani gelir dağılımında adalet ilkesi sağlanmış ise o ülkede gelişmişlik seviyesi yüksek demektir. Kaynakların adil. Eşit ve dengeli bir şekilde paylaşımı ülkenin toplumsal huzur ve refahı ile doğrudan ilişkilidir. Gelir dağılımının bozuk olduğu bir ülkede toplumsal huzur ve refahtan söz etmek mümkün değildir. Kısaca söylemek gerekirse ekonomik kalkınma o ülkenin bireyleri ile birlikte olmalıdır. Belirli bir kesimin milli gelirden daha fazla pay alması, kalan kısmın çok az veya hiç almaması toplumda sosyal ve kültürel farklılıklara yol açacağından bir takım demografik sorunların ortaya çıkmasına neden olabilir.
Bir ülkede gelir dağılımı adaletli değilse, daha fazla ekonomik büyüme sağlayabilir. Çünkü elde ettiği milli gelirin en az bir kısmını dağıtmıyor demektir ve kaynakları elinde bulundurduğu için ekonomik büyüme sağlayacaktır. Ekonomisi gelişmiş ülkelerde gelir dağılımın adaletli yapıldığı bir gerçektir. Yani gelir dağılımı ile ülkenin ekonomik büyümesi doğru orantılıdır. Doğal olarak adalet yerini bulunca o ülkede iktisadi ve sos yo kültürel hayat daha düzenli, huzurlu ve toplumsal refahın yüksek olduğu gözlenebilir. Gelir dağılımlıdaki adalet sistemi, toplumsal olayların en az düzeye indirilmesi, sosyal farklılıkların ortadan kalkması gibi konularda yardımcı olmaktadır.
Gelir dağılımını adaletsiz olduğu, az gelişmiş veya gelişmekte olan ülkelerde gelir dağılımının sonuçları gelişmiş ülkelere göre önem arz eder. Gelir dağılımı adaletsiz bir ülkede iktisadi ve sosyal hayat çeşitli sorunlar içerir.
Ülkemizde gelir dağılıma bakacak olursak, adaletli bir gelir dağılımı olmadığını söylemek doğru olacaktır. Asgari ücretin 17002-TL olduğu bir dönemde en düşük emekli maaşının 12500 TL olması tam bir adaletsizlik örneğidir. Ayrıca 2000 yılından önce emekli olanlar ile 2000 yılından sonra emekli olanlar arasında neredeyse iki kat fark vardır. Öte yandan toplumun ancak %3 ü rahat geçindiğini ifade etmekte buna mukabil %37 gibi büyük bir kesim ise geçinemediğini beyan etmektedir. Ekonomik krizi aşmaya çalıştığımız şu dönemde mesela İstanbul’da bazı semtlerde yiyecek içecek mekanlarında yer bulunamaz iken başka bir semtte ise masalar tamamen boştur. Tabii ki çalışan kazanır ilkesini de unutmamalıyız. Birleşmiş milletler raporuna göre ülkemizde 14,8 milyon kişi açlık sınırının altında yaşam mücadelesi vermektedir.
Gelişmekte olan veya az gelişmiş ülkelerde emeğin karşılığı hak ettiği yerde değildir ve bunun için gayret gösterilmektedir. Maalesef bu tür ülkelerde emek ve çalışmanın getirisi büyük bir kısmı belli bir kesim tarafından paylaşılmaktadır. Gelirin elde edilmesinde büyük pay sahibi olan kesim ise milli gelirin en az kısmını alabilmektedir. Dolayısıyla bu durumun sonucu olarak ülkelerin gelişmişlik düzeyi olumsuz etkilenmekte ve toplum huzurunun bozulması ve yaşam seviyesinin bozulması sonucu ortaya çıkmaktadır. Bu sorunu ortadan kaldırmak için ise ülkeler vergi sistemlerini değiştirmekte, sosyal yardım planlarını uygulamaya sokmaktadır.
Gelir dağılımının adaletli olması, bir ülkenin uygulamaya koyduğu ekonomik programlara bağlıdır. Verilen kamu hizmetlerini seviyesi, üretim araçlarının verimli kullanılması, kaynakların en faydalı şekilde kullanılması, toplumsal ve sos yo kültürel ilişkiler, ülkedeki siyasi yapı ve bunların değişim göstermesi gelir dağılımını etkileyen faktörler arasındadır.
Yüksek enflasyonu uzun süre yaşayan ülkelerde gelir dağılımının bozulması normal sonuçtur. Çünkü zengin iyice zenginleşir, fakir iyice fakirleşir. (İçinde bulunduğumuz dönem gibi)
NOT: Yukarıdaki yazıda ilim ve medeniyet sitesinden yardım aldım.
TÜİK tarafından yayınlanan düzeltilmiş 2023 yılı gelir dağılımı istatistikleri aşağıdaki gibidir.
En yüksek gelir grubunun toplam gelirden aldığı pay %48,7 oldu
Gelir Dağılımı İstatistiklerinin hesaplandığı Gelir ve Yaşam Koşulları Araştırması 2023 yılı sonuçlarına ilişkin gelir bilgileri, bir önceki takvim yılı olan 2022 yılını referans almaktadır. Gelir hesaplamalarında; hane halkı gelirleri, büyüklüğü ve kompozisyonu dikkate alınarak eşdeğer hane halkı kullanılabilir fert gelirine dönüştürülmektedir.
Son yapılan araştırma sonuçlarına göre; en yüksek eşdeğer hane halkı kullanılabilir fert gelirine sahip %20’lik grubun toplam gelirden aldığı pay bir önceki yıla göre 0,7 puan artarak %48,7’ye çıkarken, en düşük gelire sahip %20’lik grubun aldığı pay ise 0,1 puan artarak %6,1 oldu.
Gini katsayısı 0,420 olarak tahmin edildi
Gelir dağılımı eşitsizliği ölçütlerinden olan Gini katsayısı, sıfıra yaklaştıkça gelir dağılımında eşitliği, bire yaklaştıkça gelir dağılımında bozulmayı ifade etmektedir. Gini katsayısı hesabında hanenin ve fertlerin elde ettiği yıllık gelirlerin toplamından, gelir referans döneminde ödenen vergiler ve diğer hane veya kişilere yapılan düzenli transferler düşüldükten sonra bulunan hane halkı kullanılabilir geliri kullanılmaktadır.
Daha önceki yıllarda eşdeğer hane halkı kullanılabilir fert geliri üzerinden hesaplanan Gini katsayısı; yapılan sosyal transferlerin gelir dağılımı üzerindeki etkisini görmek amacıyla tüm sosyal yardımlar hariç ve emekli ve dul-yetim maaşı dahil diğer tüm sosyal transferler hariç tutularak iki farklı yöntemle de ayrıca hesaplandı.
En son yapılan araştırma sonuçlarına göre Gini katsayısı bir önceki yıla göre 0,005 puan artış ile 0,420 olarak tahmin edildi. Tüm sosyal transferler hariç tutulduğunda Gini katsayısı 0,488, emekli ve dul yetim maaşı dahil diğer tüm sosyal transfer gelirleri hariç tutulduğunda ise 0,431 olarak tahmin edildi.
Toplumun en yüksek gelir elde eden %20’sinin elde ettiği payın en düşük gelir elde eden %20’sinin elde ettiği paya oranı şeklinde hesaplanan P80/P20 oranı 7,9 ile aynı düzeyde kaldı, gelirden en fazla pay alan %10’unun elde ettiği gelirin en az pay alan %10’unun elde ettiği gelire oranı şeklinde hesaplanan P90/P10 oranı ise 14,2’den 13,8’e düştü.
Yıllık ortalama hane halkı kullanılabilir geliri 181 bin 200 TL oldu
Türkiye’de yıllık ortalama hane halkı kullanılabilir geliri 2023 yılı anket sonuçlarına göre %84,1 artarak 181 bin 200 TL oldu.
Yıllık ortalama eşdeğer hane halkı kullanılabilir fert geliri 90 bin 116 TL oldu
Türkiye’de yıllık ortalama eşdeğer hane halkı kullanılabilir fert geliri bir önceki yıla göre %85,3 artarak 48 bin 642 TL’den 90 bin 116 TL’ye yükseldi.
En yüksek yıllık ortalama eşdeğer hane halkı kullanılabilir fert geliri tek kişilik hanelerde oldu
Yıllık ortalama eşdeğer hane halkı kullanılabilir fert gelirlerinde en yüksek gelir, geçen yıla göre 49 bin 415 TL artarak 111 bin 969 TL ile tek kişilik hane halklarının oldu. Çekirdek aile bulunmayan birden fazla kişiden oluşan hane halklarının yıllık ortalama eşdeğer hane halkı kullanılabilir fert geliri 106 bin 700 TL iken tek çekirdek aileden oluşan hane halklarında bu değer 92 bin 043 TL oldu. En düşük yıllık ortalama eşdeğer kullanılabilir hane halkı fert gelirine sahip hane halkı tipi ise 70 bin 115 TL ile en az bir çekirdek aile ve diğer kişilerden oluşan hane halkları oldu.
Toplam gelirden en yüksek payı %48,5 ile maaş ve ücret geliri aldı
Toplam gelir içerisinde en yüksek payı, %48,5 ile bir önceki yıla göre 2,3 puan artan maaş ve ücret geliri aldı. İkinci sırayı %22,1 ile önceki yıla göre 1,1 puan artan müteşebbis geliri alırken üçüncü sırayı %17,6 ile önceki yıla göre 2,6 puanlık azalış gösteren sosyal transfer geliri oluşturdu.
Tarım gelirinin müteşebbis geliri içindeki payı %20,5 olurken, emekli ve dul-yetim aylıklarının sosyal transferler içindeki payı ise %88,4 olarak gerçekleşti.
En yüksek yıllık ortalama esas iş geliri 157 bin 851 TL ile yükseköğretim mezunlarının oldu
Yıllık ortalama esas iş gelirleri sırasıyla yükseköğretim mezunlarında 157 bin 851 TL, lise ve dengi okul mezunlarında 114 bin 374 TL, lise altı eğitimlilerde 89 bin 012 TL, bir okul bitirmeyenlerde 63 bin 425 TL ve okur-yazar olmayan fertlerde 45 bin 637 TL olarak hesaplandı. Geçen yıla göre yıllık ortalama esas iş gelirinde en yüksek artış %89,7 ile lise altı eğitimli, en düşük artış ise %79,6 ile okur-yazar olmayan fertlerde oldu.
Yıllık ortalama esas iş gelirinde en yüksek artış %100,9 ile tarım sektöründe oldu
Esas iş gelirleri sektörel ayrımda incelendiğinde; en yüksek yıllık ortalama gelirin 121 bin 013 TL ile hizmet sektöründe, en düşük yıllık ortalama gelirin ise 92 bin 632 TL ile tarım sektöründe olduğu görüldü. Bir önceki yıla göre; yıllık ortalama esas iş gelirinde en yüksek artış %100,9 ile tarım sektöründe gözlenirken, bunu %86,7 ile sanayi sektörü izledi. Diğer taraftan hizmet sektöründe %83,2, inşaat sektöründe ise %74,3 artış gözlendi.
En yüksek yıllık ortalama esas iş geliri 408 bin 174 TL ile işverenlerin oldu
Yıllık ortalama esas iş gelirleri sırasıyla işverenlerde 408 bin 174 TL, kendi hesabına çalışanlarda 115 bin 622 TL, ücretli maaşlılarda 102 bin 821 TL ve yevmiyelilerde 53 bin 334 TL olarak hesaplandı. Geçen yıla göre en yüksek artış %108,1 ile yevmiyelilerde, en düşük artış ise %80,7 ile ücretli maaşlılarda oldu.
En düşük gelir TRB2 (Van, Muş, Bitlis, Hakkâri) bölgesinde gerçekleşti
Ülkemizde yaşanan deprem nedeni ile 2023 yılında TR63 (Hatay, Kahramanmaraş, Osmaniye) bölgesinde alan çalışması yapılamadığı için İstatistiki Bölge Birimleri Sınıflandırması (İBBS) ayrımında verilen bölgesel sonuçlar 25 bölgeyi kapsamaktadır.
Araştırma sonuçlarına göre, Türkiye’de yıllık ortalama eşdeğer hane halkı kullanılabilir fert geliri 2023 yılında 90 bin 116 TL iken, İBBS 2. Düzey bölgeleri itibarıyla en yüksek olduğu bölge 124 bin 723 TL ile TR10 (İstanbul) bölgesi oldu. Bu bölgeyi, 115 bin 758 TL ile TR51 (Ankara) bölgesi ve 107 bin 583 TL ile TR21 (Tekirdağ, Edirne, Kırklareli) bölgesi izledi. En düşük yıllık ortalama eşdeğer hane halkı kullanılabilir fert geliri ise 41 bin 385 TL ile TRB2 (Van, Muş, Bitlis, Hakkâri) bölgesinde gerçekleşti.
Gelir eşitsizliği en az TR42 (Kocaeli, Sakarya, Düzce, Bolu, Yalova) bölgesinde oldu
Son yapılan araştırma sonuçlarına göre P80/P20 oranı Türkiye’de 7,9 iken, bu değerin en düşük olduğu İBBS 2. Düzey bölgesi 4,9 ile TR42 (Kocaeli, Sakarya, Düzce, Bolu, Yalova) olurken bu bölgeyi 5,0 ile TR81 (Zonguldak, Karabük, Bartın) ve 5,1 ile TRB2 (Van, Muş, Bitlis, Hakkâri) bölgeleri izledi.
P80/P20 oranının en yüksek olduğu İBBS 2. Düzey bölgeleri ise 8,1 ile TRA2 (Ağrı, Kars, Iğdır, Ardahan), 7,8 ile TR51 (Ankara) oldu.
Bir önceki yıla göre son %10’luk grupta olanların %67,3’ü aynı gelir grubunda kaldı
Eşdeğer hane halkı kullanılabilir fert gelirine göre sıralı %10’luk gelir grupları itibarıyla fertlerin bir önceki yıla göre yüzdelik geçişleri incelendiğinde; bir önceki yılda birinci %10’luk grupta olan fertlerin 2023 yılında %52,1’inin, son %10’luk grupta olan fertlerin ise %67,3’ünün gelir grubu değişmedi. Ayrıca 2022 yılında birinci %10’luk grupta olan fertlerin %26,4’ünün 2023 yılında gelir grubu birden fazla yükseldi. Son %10’luk grupta olan fertlerin ise %12,1’inin gelir grubu birden fazla düştü.
Bir önceki yılda işsiz olan fertlerin %42,4’ü 2023 yılında çalışmaya başladı
Gelir ve Yaşam Koşulları Araştırması panel veriden elde edilen sonuçlara göre 2022 yılında işsiz olan fertlerin %42,4’ü 2023 yılında çalışmaya başladı. Faaliyet durumu 2022 yılında çalışan olarak belirlenen fertlerin 2023 yılında %90,6’sı çalışma hayatına devam etti. Bir önceki yıl işgücüne dahil olmayan fertlerin ise %10,2’si işgücüne katıldı.
Kaynak: TÜİK
ZAFER ÖZCİVAN
Ekonomist-Yazar